Tartışmaya değil, anlamaya muhtacız
Tv tartışmacılarının hep yüksek perdeden seslendirdikleri iddialarını eleştirmek, hele kimisinin yok yere hır çıkaran mizacıyla dalga geçmek kolay. Biraz da bunun için oradalar. Fakat Facebook'uyla...
Tv tartışmacılarının hep yüksek perdeden seslendirdikleri iddialarını eleştirmek, hele kimisinin yok yere hır çıkaran mizacıyla dalga geçmek kolay.
Biraz da bunun için oradalar.
Fakat Facebook'uyla, Twitter'ıyla sosyal medya televizyon kanallarından farklı mı?
Hepimiz oralarda benzer bir tartışma şehvetine kapılıp sürüklenmiyor muyuz?
Tv'de Suriye'nin geleceğini tartışırken "son dakika" anonsu olarak verilen "dolar artışı" haberinin üzerine bir anda uluslararası finans uzmanlarına dönüşen kişiler hafiften komik görünüyorlar da, bizim sosyal medyadaki canhıraş uzmanlık gösterilerimiz çok mu farklı?
Üstelik tv'dekiler tartışmayı makul ve nazik bir seviyede tutmaya az çok özen gösteriyorlar ama sosyal medyada hiç fren yok.
Canetti bu tanımı yaptığında sosyal medya diye bir şey yoktu. Belki de bu halimizi artık sosyal medya tarafından "sersemletilmiş" olarak tanımlamak daha doğru!
Mesela "ant"ın içeriğine odaklanmak yerine kararın alınış biçimine biraz durup baksaydık...
Onu da geçtim, "neden şimdi?" diye sorsaydık, mesela "bilimsellik" kıstasının ne alaka olduğunu sorgulasaydık...
Ve sonra "ant"ın içeriğine gelseydi sıra...
Belki bu imkânı Türkiye üzerine tatlı tatlı dertleşmek için kullanacaktık.
Ama sonuç tablosu ne?
Kavga gürültü, keskin ayrışmalar, bozulan arkadaşlıklar, karşılıklı bloklamalar ve bu sonucu ellerini ovuşturarak izleyen kışkırtıcılar... *** Güncel siyaseti bırakıp gündelik yaşantımıza dönersek...
Şu berbat yanılgının altını çizmek gerekiyor..
...