Tuzak kurmaya devam ediyorlar...
Aylardır söylemekten dilimde tüy bitti... Halkın gövdesini sarsamayacaklarını anladılar, şimdi ruhsal dengesini bozmaya çalışıyorlar. Bunun için de "toplumsal hoşnutsuzluğu artırma" tekniklerini...
Aylardır söylemekten dilimde tüy bitti...
Halkın gövdesini sarsamayacaklarını anladılar, şimdi ruhsal dengesini bozmaya çalışıyorlar.
Bunun için de "toplumsal hoşnutsuzluğu artırma" tekniklerini deniyorlar.
Belli bir stratejiye ve daha önce "Arap Baharı" gibi olaylarda; Brezilya, Ukrayna gibi ülkelerde çalışılmış hareketlere yaslanan bir saldırı türü bu.
İki icra alanı var: Sokaklar ve sosyal medya.
Gerçek şu ki, her seferinde tuzağa basıyoruz ve toparlanıp aklıselimi harekete geçirmek epeyce zamanımızı alıyor.
Böyle olmaz!
Uyanık olup ön almak gerekir.
Zabıta gaddarlığı, heykel saldırıları, kafa karıştıran ilahiyatçı kapışmaları ve ensest tartışması derken...
En son Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesinin defninde yaşananlara kadar geldik.
Bir mezarlık protestosu merhumenin cenazesinin mezardan çıkartıldığına inanılacak kadar derin bir provokasyona dönüştürüldü.
Ve ne yazık ki, benim "beyaz muhafazakârlar" dediğim kesim de sosyal medyada bu zokanın yutulması için elinden geleni yaptı.
Ankara'ya gelince...
Sosyal medyanın etkilerini küçümseme tavrını bırakmanın zamanı geldi, geçiyor.