Üveyikler, biberiyeler, insanlar...
Siz kumru kuşu deyin, ben üveyik diyeyim, meğer onun guguklarıyla uyanmak ne güzelmiş! Unutmuşum. Ergenlik dönemimin Kafka ruhlu sabahlarında odamın havalandırmaya bakan penceresinde yuva yapan kumru çifti hatırladım....
Siz kumru kuşu deyin, ben üveyik diyeyim, meğer onun guguklarıyla uyanmak ne güzelmiş! Unutmuşum. Ergenlik dönemimin Kafka ruhlu sabahlarında odamın havalandırmaya bakan penceresinde yuva yapan kumru çifti hatırladım. Müziğin sesini kısar onların yarenliklerini dinlerdim. Sesleri beni gömüldüğüm karanlıktan çıkarır içimde bir yerlerde sırasını bekleyen aydınlığa doğru sürüklerdi. Sonra sömestr zamanı teyzemin Pendik'teki kır evine gidişlerimi, orada kumru sesleriyle uyanışlarımı hatırladım. Twitter sağ olsun, Metin Hoca'dan (Karabaşoğlu) öğrendim. Rahmetli anneannesi "bak bakalım" dermiş torununa, "yedi kez guguğu yaptıysa bahar gelmiş demektir." Bunu öğrenince saymaya başladım. Gelmiş. Hem de ne gelmiş! *** Bugün bunları yazayım istiyorum. Epey eskiden bu köşede yaptığım gibi. Fakat acemileşmiş miyim ne! Neyse... Dün sabah kumruyla göz göze geldik. Boynunda kolye gibi bir halka. Nasıl yakışmış!