Yalancılıkla mücadelede küskünlük olmaz!
Olacağı buydu... Söylediği yalanlardan ürküp utanan ve yalanı çarçabuk unutulsun isteyenlerin çağı kapanır da yerlerini "hayatı yalan" olanlar alır da... Siyaset bundan uzak kalabilir miydi?
Doğruyu söylemekte zorlanan ve attığı yalanlara inanan "tehlikeli sevimliler" gündelik hayatımızı çepeçevre kuşatmaya başlarlar da...
Gün gelip siyaset sahnesinde de yer almazlar mı?
Şimdi yüzleştiğimiz gerçek bu işte!
Hızla yayılan mitomani (yalan hastalığı) kültürü önce bir genel başkan çıkardı, malum.
Ardından da bir belediye başkan adayıyla siyasetteki yerini perçinlemeye çalışıyor.
Gündelik hayatta insan bir süre sonra uyanıp bu türden yalancıları hayatından çıkartabilir.
Zor ama mümkün.
Aslında birçok mitoman tam çevresindekiler yalanlarından bıkıp yüzüne vurmaya hazırlanırken tası tarağı toplar; mahalle, hatta şehir değiştirir, bir biçimde ortadan kaybolur...