Yeni yıl için notlar...
İnsan sormaz mı hiç? Geleneğin derinliklerine ve tek tek hepimizin kalbine dair en ufak bir iz taşımayan bir takvim için hop oturup hop kalkmak niye? İş güç düzenimizi ona feda ettiğimiz yetmiyor mu? Biliyorum...
İnsan sormaz mı hiç? Geleneğin derinliklerine ve tek tek hepimizin kalbine dair en ufak bir iz taşımayan bir takvim için hop oturup hop kalkmak niye? İş güç düzenimizi ona feda ettiğimiz yetmiyor mu? Biliyorum, başlangıçlara ihtiyacımız var. Ama niye bu gece yarısında başlayalım?
Mesele silkinip toparlanmaksa, neden "kişisel yeni yıl"larımızın peşinde koşmuyoruz?
Mecburiyetlerimizin boyu irademizi aşmışsa, düzene bağlılığımız hürriyetimizi ezip geçmişse...
Tembelliğimizi kader sayıyorsak... Ve "Yol"u kaybedip yerimizde saymaya başlamışsak...
Nasıl baştan başlayabiliriz?
Ayağa kalkıp yola çıkmamız gerek ama mızmızlığın konforunda yan gelip yatıyoruz. Olmuyor. Takvim yenileniyor, biz hep aynı "yer"de kalıyoruz.
Düş değil aslında, düşüş!
Ne oluyor, ne olacak?
21 Kasım 2024 | 437 Okunma
Çığ
19 Kasım 2024 | 386 Okunma
ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
18 Kasım 2024 | 504 Okunma
‘Ben... şey... inanacağım’
17 Kasım 2024 | 119 Okunma
Haftanın notları: Maneviyat ölünce...
16 Kasım 2024 | 172 Okunma
TÜM YAZILARI