Johannesburg notları
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ne katılımı vesilesiyle bulunduğumuz Johannesburg’dan selamlar… Yükselen iş merkezlerini, elektrikli tellerle çevrili villaları ve teneke mahalleleri bir arada...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ne katılımı vesilesiyle bulunduğumuz Johannesburg’dan selamlar… Yükselen iş merkezlerini, elektrikli tellerle çevrili villaları ve teneke mahalleleri bir arada barındıran Güney Afrika şehrinde, bu hafta dev bir zirveye ev sahipliği yapmanın telaşı var. Nitekim 10. BRICS Zirvesi’ni ağırlamak, blokun Afrika’daki tek üyesi için sembolik bir öneme de sahip. Bu bağlamda, yayımlanan Johannesburg Deklarasyonu’nda da Afrika özelinde kalkınmaya yönelik işbirliği maddelerine şahit oluyoruz. Bununla birlikte Zirve’nin çıktıları arasında, uluslararası güvenlikten teröre kadar çeşitli kritik meselelerin de yer aldığını görüyoruz.
Çok ayaklı bir işbirliğinin masaya yatırıldığı Johannesburg Zirvesi’nde gündemin başını ise, haliyle ekonomi çekmiş bulunuyor. Ticaret savaşlarının ve dahi potansiyel barışlarının gündemden düşmediği hareketli bir dönemde gerçekleştirilen BRICS Zirvesi, küreselleşmenin burun buruna olduğu tehditler üzerinde durarak Dünya Ticaret Örgütü WTO’nun önemine parmak basıyor. Çok taraflı ticaret sisteminin ayakta kalabilmesi için WTO kurallarına ve verilen sözlere sadık kalınmasının altını çizen üye ülkeler, ABD’nin tüm ilgili tutumlarını deklarasyonda üstü kapalı ancak gayet net bir şekilde eleştiriyor diyebiliriz.
DÜNYANIN %40’I
Son yazılarımda ayrı ayrı değindiğim BRICS 5’lisi bir araya geldiğinde, dünya nüfusunun %40’ını aşkın bir bölümünü, küresel ekonominin ise %23’ünü teşkil ediyor. İşte üyeler bu dev gücü aynı çatı altında bir sinerjiye dönüştürmek için, son yıllarda ciddi çabalar harcıyor. Bu çabaların bir boyutu da, gelişmiş ekonomiler hegemonyasından farklı bir alternatif geliştirebilmek.
Bu amaç doğrultusunda ekonomik bağımsızlığı temel bir gereksinim olarak benimseyen blokun, 2014 yılında New Development Bank adı altında bir kalkınma bankası kurduğunu hatırlayacağız. Üye ülkelerdeki yatırımlara bilinenlerin ötesinde bir finansman alternatifi sunabilmek amacıyla hayata geçirilen bankayı, çok geçmeden dizayn edilen İhtiyati Rezerv Düzenlemesi CRA takip etmişti. CRA sisteminin amacı, oluşturulan özel bir fonun üyeler tarafından zor zamanlarda kullanılması olarak özetlenebilir. Bir diğer ifadeyle, kısa vadeli ödemeler dengesi ve finansman krizlerinin önüne geçmek, buradaki çıkış noktası olmuştu.
ÇAPINA GÖRE