Kadının gücü

Dün Türkiye’de ve dünyada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. Dünyanın her yanında her vesileyle, kadının değerine ve potansiyeline dair içten ifadeler sarf edildi. Umalım ki bu içtenlik, uygulamada da...

Dün Türkiye’de ve dünyada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. Dünyanın her yanında her vesileyle, kadının değerine ve potansiyeline dair içten ifadeler sarf edildi. Umalım ki bu içtenlik, uygulamada da giderek artan karşılıklar bulsun. Zira doğrusu bugün dünya yüzünde, cinsiyet eşitsizliğinin tamamen kapanmış olduğu bir ülke henüz yok. Dünya Ekonomik Forumu WEF araştırmaları, öyle diyor. Hatta bu eşitsizliği külliyen yok etmenin iki asır alacağı da tahmin ediliyor. Yine de bu konudaki ilerlemelerde tarihin bir şahidi ve hatta oyuncusu olmak muhakkak önemli.

Bu noktada şahsen, konuyu yıllardır zaman zaman farklı açılardan gündeme getirmiş olarak bu kez meseleye bir başka boyut daha katmak istiyorum: Kadının sahip olduğu gücü ve yetenekleri hem kullanması hem de ispatlaması hususunda, “üst düzey yöneticilik” pozisyonlarında görev alması, bugün dünyanın yaygın bir şekilde tartıştığı bir konu. Nitekim cam tavan namıyla bilinen problemin bir parçası olan bu konu, cinsiyet eşitsizliği resminin oldukça renk veren bir parçası...

Bu bağlamda Grant Thornton tarafından her yıl yapılan kadının iş dünyasındaki yerine yönelik çalışmalar, liderlik meselesinde dünyanın yavaş da olsa yol aldığını gösteriyor. Nitekim son dönemde, üst yönetiminde en az 1 kadın bulunduran firmaların oranı dünya çapında %75’e yükselmiş durumda. Bununla birlikte üst düzey pozisyonlar genelinde kadınların konumlanma oranı, yine son verilere göre ancak %24 ile sınırlı… Kabaca her 4 yönetici pozisyonundan sadece birini kadınlar üstleniyor.

Bilindiği üzere, dünya genelinde yaşanan erkek-kadın arasındaki uçurumun genişliği ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye değişik tablolar sunuyor. Üst düzey yöneticilik meselesinde de durum haliyle böyle... Nitekim lider kadınların oranını Doğu Avrupa, Latin Amerika ve Afrika bölgeleri %30 ve üzeri seviyelerle yukarı çekerken, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik nispeten zayıf performanslar sergiliyor. Öte taraftan firmalar genelinde en az 1 üst düzey kadın yönetici görünümünde, Afrika ve Doğu Avrupa’yı Kuzey Amerika takip ediyor.

Bu çerçevede üst düzey yönetimde kadın katılımında güçlü olan ülkeler arasında Polonya ve Rusya’nın yanı sıra dikkat çeken Nijerya, bulunduğu MINT grubundaki ilerlemeyle de göze çarpıyor. Nitekim yine ilgili bir raporda, Meksika, Endonezya ve Türkiye’yi de kapsayan bu bloktaki “yönetimde kadın eşitliğine” dair çabaların meyvelerini vermeye başladığı belirtiliyor.

Bu noktada kendimizden söz açılmışken, kadının işgücüne katılımı oransal olarak giderek artan belirgin bir eğilim izlemekle beraber bu konuda daha iyi seviyelere gelmemiz gerekiyor. Üstelik sadece işgücüne katılım değil, istihdam oranı açısından da daha cinsiyet eşitliği yansıtan bir görünüme kavuşmamız şart. Ve bu yazının konusu olan üst düzey yöneticilik mevzuunda da kadının güçlenmesi için, daha epeyce bilince ve aksiyona ihtiyaç var.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Teşekkür 25 Kasım 2018 | 6.015 Okunma İş yapmanın kolaylığı 02 Kasım 2018 | 4.835 Okunma Küresel havacılığın merkezi doğuya kayarken 30 Ekim 2018 | 5.064 Okunma Roma-Brüksel hattı 26 Ekim 2018 | 5.289 Okunma Çin yavaşlarken 23 Ekim 2018 | 4.325 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar