Seçime giderken Almanya
Almanya ile ilişkilerimiz son dönemde birtakım gerginlikler yaşarken, ülke federal seçimlerine adım adım yaklaşıyor. 24 Eylül’de verilecek oylara ilişkin son yoklamalara göre Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU)...
Almanya ile ilişkilerimiz son dönemde birtakım gerginlikler yaşarken, ülke federal seçimlerine adım adım yaklaşıyor. 24 Eylül’de verilecek oylara ilişkin son yoklamalara göre Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Merkel’i (kardeş parti CSU ile birlikte) önde görünmekle birlikte, Avrupa Parlamentosu eski Başkanı Martin Schulz’un sahip çıktığı Sosyal Demokrat SPD de yarışı canla başla sürdürüyor.
Esasında ekonomik unsurların, pek çok ülkede seçim süreçlerinin göbeğinde yer aldığı bilinir. Almanya’nın müstakbel seçimleri için durum değerlendirildiğinde ise, CDU Alman ekonomisinin başarısını kendine mal ederek daha güçlü bir Alman ekonomisi ve refahı vaatlerini bolca veriyor. Bunun yanı sıra, kampanyada dijitalleşmeden faydalanmanın önemi vurgulanırken, yapılan aile ve çocuk vurgusu da bahse değer. Ailelerin sürdürülebilir olmasına ilişkin CDU vaatleri, yaşlanan Alman toplumunun istikbalini sağlama almayı hedefliyor.
Öte yandan CDU ve Merkel’in kampanyada öne çıkardığı kritik bir malzemenin, iç güvenlik olduğu dikkat çekiyor. Gerek teknolojik olarak gerekse polis gücüyle daha güvenlikli bir Almanya vaat eden Merkel, ekonomi ve asayiş çerçevesinde daha da güçlenecek bir Avrupa hayalinin de altını çiziyor. Zaten son tahlilde “güçlü Almanya-güçlü Avrupa” ilişkisinin, Merkel için hala kritik olduğu satır aralarında çok net okunuyor. Hatta kampanya, Almanya’nın “AB’nin istikrar çıpası” olduğunu hatırlatmakla kalmayıp, birliğin başarısının CDU ile yakinen bağlantılı olduğunu da iddia ediyor.
MODERN ALMANYA
CDU kampanyasının sloganı, “iyi ve keyifli yaşayacağımız bir Almanya için” derken, Schulz’un SPD’si “modern Almanya” vurgusunu öne çıkarıyor. Modern Almanya’nın temel ögeleri ise, gelecek, adalet ve Avrupa üçlüsünden oluşuyor.
Söz konusu kampanyanın altında 10 amaç göze çarpıyor ki, bunların bir kısmı Merkel’in söylemleriyle de haliyle örtüşüyor. Dijitalleşen toplumda iş hayatını ve özel yaşamı kolaylaştırmayı amaçlayan SPD’nin öncelikleri arasında, aileyi korumak da geliyor. Programdaki aile destekleme güdüsü, çocuk yardımından kadın-erkek eşitliğine kadar farklı hususlara temas ediyor. Eğitimin inşası ve Alman sanayii için inovasyon meselelerinin de altını çizen SPD programını okurken, partinin özellikle adalet ve eşitlik söylemiyle kendini ayrıştırmaya çalıştığını hissediyorsunuz.