Adalete farklı bir bakış
Adalet son günlerde ağızlardan düşmeyen kelime haline geldi. Üstelik bugün adalet sokaklarda aranıyor.Dünkü yazımızda insan meselesi halledilmeden, yani Hakk (c.c.) adına, kendi yararına kazanılmış ve hesap verme...
Adalet son günlerde ağızlardan düşmeyen kelime haline geldi. Üstelik bugün adalet sokaklarda aranıyor.Dünkü yazımızda insan meselesi halledilmeden, yani Hakk (c.c.) adına, kendi yararına kazanılmış ve hesap verme şuuru yerleşmiş bireyler yetiştirilmeden toplumda huzurun sağlanamayacağını belirtmiştik.
Gerçek devlet adamı olmak için de güzel ahlak ile donanmak gerekiyor. Hz. Peygamber, “Müslüman elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kimsedir” buyurur. Bu noktada, biz de Hz. Ali Efendimizin devrindeki adalet anlayışını hatırlatalım istedik.
İmam Ali döneminde ‘devlet baba’ anlayışı vardı. Devlet, “gerçek adalet” temeli üzerine bina edilmişti.
Bakınız Malik’e verdiği nasihat gerçek devlet adamlığını bir cümle ile nasıl anlatıyor:
“Ey Malik! Eşin, dostun, ahbap ve arkadaşlarının istek ve arzuları halkın huzurunu kaçırırsa, Allah’ın rızasına aykırı davranmaktan uzak durmalısın. Eğer bunun aksini yaparsan zulmetmiş olursun.”
Halkın huzuru, Allah’ın rızası ve aksi halde halka zulüm…
Hz. Ali, halifeliği döneminde kendisi hakkında yapılan bir şikâyet üzerine Şureyh’in başkanlık ettiği bir mahkemeye çıkmıştı. Hz. Hasan’ı şahit olarak getirmişti. Şureyh evladın babası lehine şahitlik edemeyeceğini söyleyerek Hz. Hasan’ın şahitliğini reddetti. Hz. Ali adil hâkimin kararını çok beğendi ve 100 dirhem olan maaşını 500 dirheme çıkardı.