Filistin davasının gerçek sahibi kim?
Filistin'in hali İslam âlemi için büyük bir utanç tablosuna dönüşüyor.14 Temmuz Cuma günü İsrail polisinin sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi...
Filistin'in hali İslam âlemi için büyük bir utanç tablosuna dönüşüyor.
14 Temmuz Cuma günü İsrail polisinin sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmesi, Arz-ı Mev'ud istikametinde hareket eden İsrail'in yeni bir hamlesinden başka bir şey değil…
Sayın Erdoğan, olaydan sonra İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak “Uluslararası toplumu Harem-i Şerif'te ibadet özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaların derhal kaldırılması için harekete geçmeye" çağırdı. Yine Fransız mevkidaşı ile de yaptığı telefon görüşmesinde olayları değerlendirdiği gelen bilgiler arasında.
Sayın Cumhurbaşkanı, 2007 ve 2014'te şiddeti arttıran İsrail için 2014 yılında "Diyorlar ki, Ortadoğu'da tarafsız olmalıyız, Filistin'de tarafsız olmalıyız. Filistin bizim davamız" demişti.
Hakikaten İsrail'in ve uluslararası arenada İsrail'in yayılmacı terörüne karşı ses çıkarmayan diğer devletlerin Türkiye'nin söylemlerinden etkilenebilmesi için Filistin'in 'bizim davamız' olması gerekiyor.
Oysa İsrail ve tüm dünya, 'one minute' çıkışının devamı olmadığını görmüştür.
Topraklarımızda 'füze kalkanı', İsrail'in güvenliği için kurulmuştur.
Erbakan zamanında imzalanan 19 maddelik eğitim, asker işbirliği, su gibi konulardaki gizli anlaşmalar halen yürürlüktedir.