Ahlakta adalet
Adalet için yürüyoruz diyenlere adaletin ne olduğunu hatırlatmak için kaleme aldığım birkaç yazıdan bugün “ahlakta adalet” konulu ikincisini takdim ediyorum.İslam ahlakçıları Yunan...
Adalet için yürüyoruz diyenlere adaletin ne olduğunu hatırlatmak için kaleme aldığım birkaç yazıdan bugün “ahlakta adalet” konulu ikincisini takdim ediyorum.
İslam ahlakçıları Yunan filozoflarının da meşgul oldukları ahlakta adalet konusunu, Kur’an ve Sünnet kaynaklarından yararlanarak geliştirmişler ve ortaya bir “İslam ahlak felsefesi” çıkmıştır.
İslam ahlakçılarının açıklamalarına göre insanda mevcut olan şehvet (arzu), gadap (öfke) ve akıl (anlama, bilme, düşünme) Allah Teâlâ’nın insan için uygun bulduğu, olmazsa olmaz kıldığı güçlerdir. Bu güçler yaratılış amacına uygun kullanıldıklarında insanı kemale erdirir, güzel ahlak sahibi (erdemli, faziletli) kılar; iki ucu ile aşırılığa gidildiği zaman ise hem sahibine hem de başkalarına zarar verir, insanı rezil eder, erdemsiz ve değersiz hale getirir.
Akıl gücünün zeki insanlarda gerçekleşebilecek aşırılığı (ifratı) aklı kötüye kullanarak insanları aldatmak, çıkmazlara sokmak, onların gaflet ve ahmaklıklarından yararlanarak kötü amaçlara ulaşmak gibi şekillerde görülür. Aklın ters yönde aşırılığı (tefriti) ise ahmaklıktır; aklı gereği gibi kullanmamaktır, akılsız gibi davranmaktır. Bu iki uçtan uzak duran ve aklı yaratılış amacına uygun olarak kullanan, doğru düşünen, doğru bilen, doğru okuyan insan ise hikmet
sıfatına sahip olur.
Öfke (gadab) gücünün ifrat derecesi insanı zalim, despot, gücünü ölçüsüz kullanan, atılgan, zayıfları ezen ve bu cihetten erdemsiz kılar. Tefriti ise korkaklıktır. Öfkenin itidali, ortası, yaratılış amacına uygun kullanılışı şecaattir. Bu sıfata sahip olan insanlar hem kendi varlıklarını ve haklarını korurlar, hem de başkalarının, zalimler tarafından zulme uğramasını, ezilmesini, sömürülmesini engellemeye çalışırlar. Ahlak kahramanları şecaat sahibi olan insanlardır.