Âyîne-i devrân
Eskilerin çokça kullandıkları bu terkibin manası “dünyada olup bitenlerin aynası” demektir.Etrafımızda türlü dolaplar çevriliyor, oyunlar oynanıyor, ama sanal âlemde yaşadığımız, zihin...
Eskilerin çokça kullandıkları bu terkibin manası “dünyada olup bitenlerin aynası” demektir.
Etrafımızda türlü dolaplar çevriliyor, oyunlar oynanıyor, ama sanal âlemde yaşadığımız, zihin ve idrakimizi algı operasyonları büyülediği için gerçeği aynada göremiyoruz, gösterileni, görmemizi istediklerini görebiliyoruz. İşin garibi, gerçeği görenlerimize de inanmıyoruz. Bu kadar toz duman içinde bazen ötekilerden de insaflı insanlar çıkıyor, samimi itiraflarda, açıklamalarda bulunuyorlar, bunlar da gürültüye gidiyor.
Gürültüye boğulmasını istemediğim bir itirafı -bize inanmayan muhaliflerin belki ötekilere inanırlar zannıyla okumalarını temenni ederek- özetleyerek sunacağım:
Eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Mart ayında, ‘Der Tagesspiegel’ gazetesi için “Afrin Sonrası Türkiye ve Batı-Afrin, ABD’ye Bir Mesajdır” başlığıyla kaleme aldığı makalede şunları yazdı:
“Türkiye bu mesajı ABD’ye vermek için Suriye’ye kara birlikleri gönderdi, hava kuvvetlerinin yaklaşık yarısıyla kendi tarihinin en büyük hava harekâtlarından birini gerçekleştirdi. Türkiye, Suriye’deki Kürt bölgelerine düzenlediği harekât için yüksek bir bedel ödemeye hazır: Artık Batı’ya bağlanmamak”.
“Afrin’e yapılan askeri müdahale, ABD’ye açık bir mesajdır: Suriye’deki savaş sonrası düzen Türkiye’nin onayı olmadan gerçekleşmemeli ve herhangi bir şekilde Kürt kontrolü altında oluşturulacak bir yapılanma Türkiye tarafından kabul edilemez”.