Düşmana muhtaç olmayacağız
Düşmana muhtaç olmak en tehlikeli zaaftır; hele de ihtiyaç savunma ile ilgili olur, maddi ve manevi varlığımızı koruyabilmemiz için düşmanın insafına kalmış bulunursak.“Düşman”...
Düşmana muhtaç olmak en tehlikeli zaaftır; hele de ihtiyaç savunma ile ilgili olur, maddi ve manevi varlığımızı koruyabilmemiz için düşmanın insafına kalmış bulunursak.
“Düşman” kavramını açmamız gerekiyor.
Düşman iki çeşittir; potansiyel (bi’l-kuvve) düşman, fiilen (bi’l-fiil) düşman.
Potansiyel düşman olma durumu vakıa ve mantık olarak, başka dine mensup olanlardan veya kendileri bir dine mensup olmasalar da genel olarak dinlere ve dindarlara veyahut özel olarak İslâm’a ve Müslümanlara düşman olanlardan beklenir. Bu çeşit düşmanlık, aynı dine mensup oldukları halde dünyalık menfaatleri ve kapıldığı ideolojiler dinlerinin önüne geçmiş bulunan gruplardan da beklenebilir. İslâm ülkeleri arasındaki kahredici bölünmeler ve çatışmalar bu ikinci çeşidin acı örnekleridir.
Fiilî düşman ise ya silah kullanarak veya başka araçlarla ülkeye ve millete saldırandır.
Bu tabloyu Türkiye’ye uyguladığımız zaman hem sözde İslâm ülkeleri arasında, hem de dinli-dinsiz ötekiler arasında düşmanın iki çeşidinin de bolca mevcut olduğunu görüyoruz.