Ehl-i sünnet Müslümanlığı
Ehl-i sünnet” kavram çerçevesi ve bu Müslümanlığa yönelen tehlikeler konusundaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.Müslümanlık (İslam) Ehl-i sünnetten ibaret değildir; diğer İslam...
Ehl-i sünnet” kavram çerçevesi ve bu Müslümanlığa yönelen tehlikeler konusundaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Müslümanlık (İslam) Ehl-i sünnetten ibaret değildir; diğer İslam mezheplerinin mensuplarıyla da –mezhepçilik ve mezhep misyonerliği yapmaksızın- ümmet bilinci ve din kardeşliği çerçevesinde iyi ilişkiler kurmak, ortak düşman ve tehlikelere karşı dayanışmak gereklidir.
İlk iki asırda başka mezhepler olmadığı gibi Ehl-i sünnet diye de bir mezheb yoktur; Peygamberimiz'in (s.a.) ve ashabının anlattığı, yaşadığı, örneklendirdiği İslam vardır, iman sade ve sağlamdır, daha sonraki felsefî-kelam tartışmalarından da eser yoktur. Hâricîlerden başlayarak itikad konusunda, daha önce bulunmayan ve bilinmeyen sapkın görüşler ortaya çıktıkça “sahih İslam”ın nitelikleri bu sapkın düşüncelere göre (onları dışlayarak) tarif edilmeye başlamış ve zaman içinde de bu tarif formülleri az çok değişmiştir.
Ehl-i sünnet ve cemâ'at, Peygamberimiz'in ve ashabının İslam anlayış ve uygulamalarının temel ilkelerini benimseyen ve ümmet birliğini bozmayan, ümmetten ayrılan fırkalara katılmayan “ümmetin ana gövdesini ve İslam anlayışını” temsil etmektedir.
Sayımlara göre ümmetin yüzde doksanı Ehl-i sünnettir, ancak bu yalnızca bir sayım aidiyetinden ibarettir. Ehl-i sünnet'in iman, ibadet, ahlak ve hayat tarzını benimsemiş olup yaşayan Müslümanlar sayılsa bu sayının hayli azalacağında şüphe yoktur; hem itikad hem de amel ve ahlak bakımından ıslaha muhtaç çok önemli arızlara vardır.
Vehhâbîlik, Şiilik gibi mezhepler dinin ve insanın tabiatına uygun düşmediği için bilhassa ülkemizde tutunma ve galip mezhep haline gelme şansı bence sıfırdır. Bazı fertler ve gruplarda bu mezheplere ait inanç ve temayüllerin