Et ve şeker bayramları değil
Kurban Bayramı’nı et, Ramazan (fıtır) Bayramı’nı da şeker bayramı olarak isimlendirmek, isimlendirmenin de ötesinde bayramı ete ve şekere indirgemek oldukça yaygın hale gelmiş bulunan bir yanlıştır...
Kurban Bayramı’nı et, Ramazan (fıtır) Bayramı’nı da şeker bayramı olarak isimlendirmek, isimlendirmenin de ötesinde bayramı ete ve şekere indirgemek oldukça yaygın hale gelmiş bulunan bir yanlıştır, bir bid’attır.
Bir şeye bid’at deyince kendilerini gelenekçi olarak adlandıranların tüyleri dikenleniyor ve hemen “Bu selefîler, bu modernistler” diye söze başlayarak atıp savuruyorlar.
İslam’ı belli metinlerin lafzî yorumlarına indirip geride kalan bunca yorum, ilim ve irfanı sapma, bid’at, ehl-i sünnet dışı telakki edenlere selefi deniyorsa onların yanlış yolda olduklarında şüphe yoktur.
İslam’ı modern hayata ve Batı örnekli kavram, kurum ve değerlere uydurmak için meşru ve hazine değerindeki geleneği bir kalemde silme konusunda selefilerle işbirliği yapıp daha sonrasında onları da sollayan modernistleri de Allah ıslah etsin!
Ama, bid’atlar karşısında bütün mezheb ve meşrepleriyle Müslümanların hassas olmaları farzdır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.)’in bid’atlarla ilgili uyarılarını hafife almaktan Allah’a sığınmalıyız:
“Her bid’at sapmadır, her sapmanın yeri ateştir.”