Faizli kredi ve zaruret
Katılım bankaları (eski isimleri özel finans kurumu) kurulmadan önce kamuya (umumî) veya özel kesime (hususî) ait olsun önemli; yani lüks sayılmayan bir finans ihtiyacı ortaya çıktığında, eğer...
Katılım bankaları (eski isimleri özel finans kurumu) kurulmadan önce kamuya (umumî) veya özel kesime (hususî) ait olsun önemli; yani lüks sayılmayan bir finans ihtiyacı ortaya çıktığında, eğer ihtiyaç faizli kredi almadan giderilemiyorsa, başka bir kapı yoksa bu ihtiyacın zaruret sayılıp sayılmayacağı, dolayısıyla faizli kredinin alınıp alınamayacağı konusu tartışılmıştır. İhtiyaç sebebiyle faizli kredi konusunun tartışılması yeni de değildir.
1987 yılında İSAV (İslâmî Araştırmalar Vakfı) bu konuyu tartışmak üzere toplantılar tertip etmişti, ben de orada bulunmuş, konuşma yapmış, daha sonra konuşmama ek bir yazı da yazmıştım.
Bu girişten sonra o konuşma ve yazıdan bazı kısımları nakledeceğim. Bunu bir bütün olarak görmek ve okumak isteyenler “İslâm’ın Işığında Günün Meseleleri” isimli kitabıma bakabilirler.
Bana ait olmadığı, böyle bir görüşü benimsemediğim halde bir efsane bazı günahkâr dillerde dolaşıp duruyor:
Güya ben,
1. “Enflasyon kadar faiz helâldir” demişim,