Farklılık ve kutuplaşma (2)
İlmî araştırmalardan anlaşıldığı üzere farklılık ve ayrılma normaldir, tabîîdir, kutuplaşma değildir, zararlı olan kutuplaşmadır.Kutuplaşmanın başta gelen amilleri, grup...
İlmî araştırmalardan anlaşıldığı üzere farklılık ve ayrılma normaldir, tabîîdir, kutuplaşma değildir, zararlı olan kutuplaşmadır.
Kutuplaşmanın başta gelen amilleri, grup liderlerinin maksadı, maksada uygun kutuplaştırıcı söylemleri ve tabilerinin kendi akıllarını onlara kiraya vermeleridir.
Komünist ve faşist ideolojiler ve uygulamalarında tek tip insan istenir, farklılığa tahammül edilmez, farklı olanlar (sisteme ve lidere bey'at etmeyenler) düşman ilan edilir ve varlıklarına son verilir.
Demokrasilerde siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik… çoğulculuk esastır. Ancak çoğulculuğun olmazsa olmaz şartı değerindeki tahammül bazı toplumlarda eksiktir; işte bu eksiklik de kutuplaşmanın etkili amilleri arasındadır.
Bazı siyasetçiler, yazarlar ve sözde san'atçılar farklı siyasi, sosyal, kültürel, dînî gruplara tahammül edemedikleri gibi onları düşman ilan ediyorlar, 'hain', 'satılmış', 'alçak', 'halk düşmanı'… diyorlar. Bunlar kesmeyince de alenen sokak ağzı ile küfrediyorlar. Bu ağzı ve kalbi bozuk adamları idol, örnek, rehber edinen tabanlar akıllarını bunlara kiraya verdiklerinden, bu ilâhî imkan ve nimeti (akıllarını) kullanmadan körü körüne tabi oluyor ve böylece kutuplaşıyorlar.