Gelin şu zekâtı bir düzene koyalım!
Geçen hafta sonu çıkan yazımı şöyle bitirmiştim:“Birinci maddede belirtilen değerlerin zekâta tabi olacak kısmının toplamı 1 trilyon 102 milyar dolar. Bu tutarın %2,5’i, yani 27 milyar 550 milyon dolar...
Geçen hafta sonu çıkan yazımı şöyle bitirmiştim:
“Birinci maddede belirtilen değerlerin zekâta tabi olacak kısmının toplamı 1 trilyon 102 milyar dolar. Bu tutarın %2,5’i, yani 27 milyar 550 milyon dolar, yoksullara dağıtıldığında kişi başına 2.822 dolar düşer. Bu, Türk lirası ile 85.281,91 TL yapar. Aylık olarak hesaplandığında kişi başına 7.206 TL olur. Asgari ücretlilerin maaşına 7.206 TL ilave edilirse, aylık maaşları 24.226 TL olur. İşsizlik sigortasından maaş alanların aylık maaşları, 7.106 TL ilave ile 15.139 TL olur” (Bir iki rakam tashihi yapıldı).
Böyle bir sonucun Türkiye’mizde hâsıl edeceği ekonomik, sosyal, psikolojik, ahlâkî… müspet sonuçlarını bir düşünelim!
Aklı, vicdanı, millet ve memleket sevgisi olan bir kimsenin böyle bir sosyal adalete, sosyal refaha, adil ve makul paylaşıma razı olmaması, böyle bir sonuca ulaşmayı cânıgönülden istememesi mümkün olmamalı. Mümkün oluyorsa, “kendine iyi bakmak” ve “öteki cehennem” felsefesini hayat düsturu edinmiş ise onu yeniden “insan” haline getirmek için sil yeni baştan bir eğitim seferberliğine ihtiyacımız var demektir.
Evet, dediğim gibi, ya hep beraber mutlu olacağız veya hep beraber bir dizi...