Haddini aşmayan cemaate kimse dokunamaz
Bir önceki yazımda geleneğimizde, ümmetin birliği ve cami cemaati dışında cemaat adıyla bilinen bir topluluk bulunmadığını, çeşitli İslâmî hizmetler için bir araya gelmiş toplulukların...
Bir önceki yazımda geleneğimizde, ümmetin birliği ve cami cemaati dışında cemaat adıyla bilinen bir topluluk bulunmadığını, çeşitli İslâmî hizmetler için bir araya gelmiş toplulukların veya oluşturulmuş kurum ve kuruluşların daha ziyade tarikat ve vakıf adıyla kurulduğunu ifade etmiştim.
Bugün Türkiye’de resmen tarikat yok, sivil toplum kuruluşları var.
Sivil toplum kuruluşları seküler sistemin yapılarıdır, tarikat ve cemaatle alakaları yoktur.
Karıştırılmasın diye kısaca tanımını aktarayım:
Sivil toplum kuruluşu/örgütü (STK) resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum kuruluşları oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. STK’lar şeffaf, denetlemeye açık, hesap vermeye hazır kuruluşlardır.
STK’lar, mevzuata uygun çalıştıkları ve amaçlarını aşmadıkları sürece bunlara kimse dokunamaz, kendilerine yönelik bir tehlike de yoktur.