Hangi bilgi, hangi iletişim çağı!
Üçüncü bin yıla (niçin üçüncü bin de daha fazla veya daha eksik değil, buna kim ne hakla karar veriyor?) girerken bilgi ve iletişim kelimelerine/kavramlarına fazlaca vurgulama yapılmakta, hatta çağa...
Üçüncü bin yıla (niçin üçüncü bin de daha fazla veya daha eksik değil, buna kim ne hakla karar veriyor?) girerken bilgi ve iletişim kelimelerine/kavramlarına fazlaca vurgulama yapılmakta, hatta çağa “bilgi-iletişim çağı” ismi verilmektedir. Çağa damgasını vuracağı iddia edilen bu bilgi, dini ve metafiziği dışlayan, değeri ve gerçekliği beşeri bilgi araçlarının ulaşabildiği sınırda tutan, bunun ötesini -en azından şimdilik- yok sayan bilgidir. Bu bilgi, kaynağının kaynağını irdelemeyen, başı ve sonu devre dışı bırakan, içe değil, dışa yönelen bir bilgidir. Buna rağmen “hayatta en hakiki mürşit” vasfına layık görülmekte, dinlerin ve aşkın rehberliklerin yerine teklif edilmektedir; bu noktadan itibaren bilim, bilimciliğe dönüşmekte, onun da ümmeti ve kulları oluşmaktadır.
İslâm’a göre bilgisizliğin (cahilliğin) en kötüsü Allah ve hak din ile ilgili olan bilgisizliktir. İletişimsizliğin en berbadı da kulun, Allah’a yönelik iletişimsizliğidir. Hakiki Ma’bûd’u tanımamış, ona iman ve kulluk edememiş, hak dini bilmemiş olan topluluklar “bilgisizlik (cahiliyye) toplulukları”dır. Bu bilgisizlik ve ilgisizliğin zararı ebedidir, sonucu bedbahtlıktır. Madde âlemi ile ilgili...