Herkes eteğindeki taşı dökmedikçe olmaz
Ülkenin halkına, toprağına, bağımsızlığına, iradesine karşı bir kalkışmayı bu milletin öz çocukları canı pahasına önledi, şimdi de bu felaketin tekrarlanmaması için gerekli...
Ülkenin halkına, toprağına, bağımsızlığına, iradesine karşı bir kalkışmayı bu milletin öz çocukları canı pahasına önledi, şimdi de bu felaketin tekrarlanmaması için gerekli tedbirler alınıyor.
Siyasi partiler ve farklı siyasi görüş, hayat tarzı ve ideoloji sahiplerinin darbe teşebbüsü karşısındaki tavır ve tutumları farklı olduğu gibi bu farklılık isyanın seyrine göre de değişiklikler gösterdi.
Bütün halkımız değil, ama belki çoğunluk normal zamanlardaki ihtilafları bir yana bırakarak bu belanın defedilmesinde birleştiler; bu durum şükranla kaydedilmesi gereken bir gelişmedir, ancak “milletin çoğunu tehdit eden tehlike savulduktan sonra bu ülkede ortak hayatı paylaşan bütün taraflar, barış, hak ve hukuk dairesinde birlikte yaşama kurallarını oluşturmada ve uygulamada birleşebilecekler mi?” sorusu ortada duruyor!
Bu soruya bu günlerde bütün iyi niyetli insanlar müspet cevap vermeyi tercih ediyor, milletin önüne önemli bir fırsatın geçtiğini bunun zayi edilmemesi gerektiğini söylüyorlar. Bu tespit ve beklentiye katılmamak mümkün değildir, ama bir de dönüp olan bitene, tarafları temsilen söylenen sözlere bakıyoruz, hedefin önünde önemli engellerin bulunduğunu görüyor ve üzülüyoruz. Bu engellerin başında da özün değişmemesi var, cilalı sözlerin arkasında zaman zaman kendini açığa vuran tanıdık düşünceler, inançlar ve takıntılar var.