Hukuk, liyakat ve hürriyet
Müslümanların hukuka riayet etmelerini, emaneti hak edene vermelerini, Allah kesin bir ifade ile buyuruyor:“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel...
Müslümanların hukuka riayet etmelerini, emaneti hak edene vermelerini, Allah kesin bir ifade ile buyuruyor:
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir” (Nisa: 58).
Emanet, korunması istenen maddî veya mânevî değerdir. Kişinin kullanıp sahibine iade etmek üzere aldığı veya koruması için bırakılan eşya emanet olduğu gibi devletin hizmet makamları da emanettir; ilim, din, antlaşma ve sözleşmeler, komşuluk hakları... emanettir. Bütün bunlar korunacak, muhatap ve ilgililerine teslim edilecek, ne maksatla verilmiş ise ona uygun olarak kullanılacaktır.
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya yakışan budur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır” (Maide: 8).
Bu âyette İslâm’ın sosyal, hukukî ve ahlâkî amaçlarının önemli bir kısmı özetlenmektedir. “Ferdî ve sosyal yapıda dirlik ve düzenliği, hakkaniyet ve eşitlik esaslarına uygun şekilde davranmayı sağlayan ahlâkî erdem” anlamına gelen adalet, sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır. Müslümanlara âdil olmaları emrediliyor.
Adaletsiz devlet harab olur, adaletle devlet daim olur, güçlü olur, ayakta durur.