İbni Arabî ve İmam-ı Rabbânî: Ramazan ve oruç
İbn-i Arabî: Ramazan Allah Teâlâ’nın “Samed (yeme içme dahil hiçbir şeye muhtaç olmayan) ” ismine tekabül ediyor, misli benzeri olmayan oruç ibadeti, misli benzeri olmayan Allah Teâlâ’nın ismini taşıyan bir ayda îfâ ediliyor...
Bu sebeple Kur’an’da onun başına “şehr: ay” kelimesi getirilmiş “şehru-Ramazan: Ramazan ayı)” denmiştir ki, “Allah’ın ayı” manasına gelmektedir.
Resulullah (s.a.) buyuruyor ki: “Ramazan geldiğinde cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur”.
Cennet’in sözlük manası örtüdür, Ramazan oruç ayı olduğu ve oruç da gözle görülür bir ibadet olmadığı, oruç tutanı Allah’tan başkasının bilemeyeceği için cennetin kapıları açılıp içine konarak örtülmektedir.
Savm (oruç) kelimesinin sözlükte bir manası kendini tutmak, frenlemek, diğer manası ise yükseltmektir. Allah Teâlâ “Oruç bana aittir” buyurarak onu kullar yerine getirdikleri halde kendine ait kılmış, böylece “benzeri bulunmayan oruç ibadetini” yükseltmiş, yüceltmiş, onun karşılığını kendisinin vereceğini bildirmiştir. Allah Teâlâ’nın eşi benzeri olmadığı gibi oruç ibadetinin de benzeri yoktur; çünkü o, bir şeyleri yaparak değil, terk ederek, yapmayarak îfâ edilir; işte bu sebeple onu kendine nisbet etmiştir (oruç benim demiştir).
(Fütûhât, Ilmiyye baskısı, C. II, s. 328-333).