İslâm birliği ve Diyanet

Bir önceki yazımızı şöyle noktalamıştık:“Ümmetin, aziz dine layık olan izzeti maddi ve manevi güce bağlı, bu güç vahdete bağlı, vahdet de tefrikayı dert edinmiş fertlerin, toplulukların...

Bir önceki yazımızı şöyle noktalamıştık:

“Ümmetin, aziz dine layık olan izzeti maddi ve manevi güce bağlı, bu güç vahdete bağlı, vahdet de tefrikayı dert edinmiş fertlerin, toplulukların ve kurumların gayretine bağlı. Vahdete ulaşabilmek için yoldaki engelleri kaldırmak gerekiyor, gelecek yazıda bunlardan, bildiride yerini bulan birini ele alalım.”

Ümmet uluslara bölünmüş, ipin ucu da yabancılar ile yabancılaşmışların eline geçmiş olduğuna göre izzetin ve gücün zaruri şartı olan birlik nasıl ve hangi araçlarla ve çalışmalarla sağlanacak?

Belki başka yazılarda “ideal olan birliğe adım adım gitmek, ilk adımda son adıma sıçrama yanlışına düşmemek, mevcut şartlarda sınırları değiştirmeden bazı anlaşmalar ve antlaşmalar ile birliğe ilk adımı atmak” konusunu işleriz.

“Birlik misyonunu kim yüklenecek” sorusunun kısa cevabını “vahdet de, tefrikayı dert edinmiş fertlerin, toplulukların ve kurumların gayretine bağlı” şeklinde vermiştik. Bu konuyu da başka yazılarda açmak gerekecektir.

Vahdete giden yolu temizleme faaliyetinde önemli bir husus da olabildiğince geniş bir İslâm anlayışına bağlı olarak en az dışlama ile azami kapsama kuralını kullanmaktır. Alimlerin ve kanaat önderlerinin bölücü ve dışlayıcı ifade ve davranışlardan kaçınmaları, her grubun özel anlayışını korumasına saygı göstermeleri, ancak bu özel anlayış ve bağlılıkların birliğe zarar verecek taassup ve tekelcilik noktasına varmaması için titiz davranmaları zaruridir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmansız akıl uygarlığı 01 Eylül 2024 | 275 Okunma Batı’da yaşayan Müslüman 25 Ağustos 2024 | 443 Okunma Sosyal medya aynasından 18 Ağustos 2024 | 127 Okunma Güç dengesi şart 11 Ağustos 2024 | 117 Okunma Bu acılı günde 04 Ağustos 2024 | 233 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar