İslam hukukçusu kimdir?
Sayın Özler ne diyordu?“a) İslâm hukukçusu olmanın birinci şartı hukukçu olmaktır. Nasıl “doktor” olunmadan “göz doktoru” olunmuyor ise “hukukçu” olunmadan da “İslâm...
Sayın Özler ne diyordu?
“a) İslâm hukukçusu olmanın birinci şartı hukukçu olmaktır. Nasıl “doktor” olunmadan “göz doktoru” olunmuyor ise “hukukçu” olunmadan da “İslâm hukukçusu” olunmaz. “Hukukçu” olmanın şartı ise hukuk fakültesi mezunu olmaktır.
b) Ancak her hukukçu bir “İslâm hukukçusu” değildir. Her doktorun bir “göz doktoru” olmaması gibi. Bir hukukçunun İslâm hukukçusu olabilmesi için fıkıh alanında uzmanlaşması gerekir…Akademik kariyer anlamında bu uzmanlaşmanın ölçüsünün “doktora” diploması olduğunu söyleyebiliriz.”
Sayın profesörün bu ifadesinden anladığım şudur: Dün Y. İslam Enstitülerinden bugün de İlahiyat Fakültelerinden mezun olup İslam Hukuku (fıkıh) dalında ihtisas yapmış ilim adamları İslam Hukukçusu olamaz; olabilmelerinin şartı ayrıca Hukuk Fakültesi mezunu olmalarıdır.
Müslümanların tarihinde fukahâ (fıkıh alimleri ki İslam hukuku da fıkha dahildir veya ğalat-ı meşhur olarak fıkhın bütününe de bu ad verilmiştir) medreselerden yetişirdi; fıkıh öğretimi medreselerde yapılır, iftâ (fetva vermek, müftülük) ve kazâ (yargı) adamları da bu medreselerden mezun olurlardı; yani icazet alırlardı. Bu medreselerde, yabancı kanunların iktibas edilmeye başlandığı zamana kadar hukuk adına yalnızca fıkıh ve fıkıh usulü okutuldu, başka bir hukukun füru’u ve usulü okutulmadı. Şimdi Ebu Hanife, ddiğer mezheb imamları, Ebüssu’ud, Zenbilli, Büyük Haydar Efendi… yabancı hukuk ve usul okumadıkları için fakih (İslam hukukçusu) sayılmayacaklar mı?
Gayr-i müslim dünyanın hukuk mevzûâtı kısmen ondokuz ve yirminci yüzyılda iktibas edilmeye başlandı, işte bu tarihten sonra kurulan ve hedefi hakim vb. yetiştirmek olan meselâ medresetü’l-kudât’ta, yabancı menşe’li kanun ve hukuk bilgisi de programa girdi. Bu tarihte ve sonrasında da fıkıh (İslam hukuk alimi) olabilmek için yabancı menşeli hukuk okumak şartı yoktu.