İslâmî düşünce geleneğimiz devam ediyor
İslamcı alimlerin yöneldikleri hizmet (geniş manada cihad) hareketi ahvâl ve şartlara göre değişir. İslam din ve kültürüne yönelik bir tehlike varsa onu defetmek için düşünür ve...
İslamcı alimlerin yöneldikleri hizmet (geniş manada cihad) hareketi ahvâl ve şartlara göre değişir. İslam din ve kültürüne yönelik bir tehlike varsa onu defetmek için düşünür ve çalışırlar, işler yolunda gidiyorsa teorik meseleleri tartışmaya ve bu konularda derinleşmeye fırsat bulurlar. Bu sebeple “neden şu zamanda şunu da ele almadılar” diye bir kusur aramaya kalkışmak, anakronizme düşmek uygun olmaz.
Biraz da benim gibi düşünenlere tariz olmak üzere şu sorular sorulmuştu:
Tarihteki zengin ve parlak İslam düşüncesinin en verimli tartışma konularından biri olan “irade hürriyeti” üzerine bir tartışmayı bugün görüyor muyuz?!
Rönesans'a kapı açan İbn Rüşd'lerden vazgeçtim, yaşadıkları çağa göre Cevdet Paşa, Mansurizade, Filibeli Ahmet Hilmi gibi zirveler bugün var mı?
Namık Kemal'in dahil olduğu Yeni Osmanlılar ve Said Nursi'nin dahil olduğu İkinci Meşrutiyet İslamcıları, insanların dinleri ne olursa olsun kanun önünde “eşit” olmasını ve devlet görevlerine girmelerini savunmuşlardı. “İstibdat” dedikleri otoriterliğe itiraz etmişler, “hürriyet” fikrini savunmuşlardı.