Kulun varlığı ve ibadeti
"Kuşkusuz ben, yalnız ben Allah'ım. Benden başka tanrı yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl.” (Taha:20/14).Tasavvuf ve tarikatlar konusuna devam edeceğim. Cuma günleri içinde...
"Kuşkusuz ben, yalnız ben Allah'ım. Benden başka tanrı yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl.” (Taha:20/14).
Tasavvuf ve tarikatlar konusuna devam edeceğim. Cuma günleri içinde bulunduğumuz hale ve olaylara uygun ayetleri ve hadisleri konu edineceğimi vaad ettiğim için bugün “Allah'ın ve kulun varlığı, kulun Allah'a ibadeti” konusunda nas olan bir ayet üzerinde duracağım.
Varlık (vücûd) konusu felsefe, kelam ve tasavvufun temel konularından biridir.
Kelamcılara göre Allah'ın varlığı ile kulun varlığı aynı mahiyette değildir, şüphesiz olarak bir tek Allah vardır, O'nun varlığı zorunlu ve kendindendir. Allah'ın yarattıkları (mâsivâ) ve bunların en değerlisi olan insan da vardır ve bunların varlığı zorunlu değildir, kendilerinden de değildir, Allah'ın yaratmasıyla var olmuşlardır.
Allah'a mahsus olan yaratma bir sırdır, onun nasıl olduğunu bilen yoktur, bu konuda, üç bilgi yolunda söylenen sözler beşerî düşüncelerden, kurgulardan, hayal ve tasavvurlardan ibarettir.
Sûfîler varlık ve yaratma konusunu açıklamaya teşebbüs etmişler ve iki temel açıklama getirmişlerdir. Bunlardan birine göre “yalnız Allah vardır, Allah'tan başkasında varlığın kokusu bile yoktur, görünen ve bilinen mâsiva Allah'ın isim ve sıfatlarının yokluk aynasına yansımasından ibarettir, hasılı “her şey O'dur: heme ûst”.