Müslüman Kürtlerin alimlerine
İslam ümmetinin içinde her renkten, soydan, bölgeden, dilden, tabakadan insan vardır; bu insanlar arasında fazilet yarışı “iyi bir Müslüman olmak” ve “iyilik yapmak” hedefine yönelik olur; üstün...
İslam ümmetinin içinde her renkten, soydan, bölgeden, dilden, tabakadan insan vardır; bu insanlar arasında fazilet yarışı “iyi bir Müslüman olmak” ve “iyilik yapmak” hedefine yönelik olur; üstün, birinci, itibarlı ve değerli olmak da bu hedefe olan mesafeye bağlıdır.
İslam tarihinde bu dine ve İslam medeniyetine hizmet etmiş Türkler de vardır, Acemler, Araplar, Kürtler, Berberler, Çerkezler… de vardır.
İslam uleması dediğimiz zaman bunların da terkibi yine yukarıdaki gibidir.
Tasavvuf tarikatlarının mürşidleri, pirleri, şeyhleri içinde değerli, bu yolda mesafe almış, kâmil ve mükemmil olmuş çok sayıda Kürt de vardır.
Kürtçe konuşan ve kendini Kürt hisseden insanlarımızın da çoğu dindardır; Ehl-i Sünnet itikadına sahip, namazında niyazında insanlardır. Bunların diğer soy ve boylardan gelen Müslümanlarla ilişkileri kardeş ilişkisidir Asırlarca da bu böyle olmuş, aynı safta namaz kılmışlar, aynı safta düşmanla savaşmışlar, aynı köyde ve mahallede komşu olmuşlar, aralarında hısımlık ve akrabalık bağları oluşmuştur.
Bugün Türkiye’nin her karışında başkaları gibi Kürtler de vardır; diğerleri hangi haklara sahip iseler onlar da eksiksiz olarak o haklara sahiptirler. Batıda Türkistan olmadığı gibi doğuda da bir Kürdistan yoktur; bütün ülke Türkiye’dir, hepimize aittir ve bu ülkede Müslümanlar can ve mal emniyetine sahip olarak İslam’ın pek çok ahkâmını uyguladıkları için ülke İslamistan’dır (Hanefîlere göre Dâru’l-İslam'dır).