Ne mutlu Müslümanım diyene
Durup dururken, işler yoluna girmekte iken, Doğu halkımız terör belasından kurtulup halkımızın geri kalanı ile bütünleşme meyli daha bir güç kazanmış iken “bu ülkede yaşayan bütün...
Durup dururken, işler yoluna girmekte iken, Doğu halkımız terör belasından kurtulup halkımızın geri kalanı ile bütünleşme meyli daha bir güç kazanmış iken “bu ülkede yaşayan bütün insanlara Türküm dedirten ve mutluluğun da ancak Türk olmakla gerçekleşeceğini ifade eden” bir andı tekrar okullarda mecburi hale getirmek bu ülkeye iyilik değildir, öncelikle bunu bilelim. Ülkemize ve halkımıza bu kötülüğü yapanların maksatları üzerinde düşünelim.
Bu ülkede ve İslam dünyasında birlik, beraberlik, huzur, dayanışma, izzet ve istiklalin önemli bir şartı olan güç istiyorsak hangi bağın daha fazla insanı kapsadığı ve kardeş kıldığı konusu üzerinde düşünerek hareket edelim.
Ben “Ne mutlu Türküm diyene” dersem bu cümleye gönüllü olarak katılan ve mefhumunu hayata geçiren insan sayısı ne kadardır?
Ben bir Özbekistan seyahatimde Özbeklerle sohbet ederken “hepimiz aynı kökten geliyoruz, Türküz” demiştim, Özbekler “Hayır biz Türk değiliz Özbekiz” diye itiraz ettiler, haylice münakaşa ve müzakere ettik. Maalesef olan olmuş, Türk olan Müslüman kardeşlerimizi bile hem İslam’dan hem de Türklük’ten uzaklaştırmışlar.
Şimdi yapılacak şey, kendini Türk bilmeyen ve hissetmeyen insanlara zorla “Ben Türküm” mü dedirtmektir, yoksa herkesi kendi etnik aidiyeti ile baş başa bırakıp tartışma götürmez bir başka bağa dayalı kardeşliği ve birlikteliği mi güçlendirmektir?
Cevabım, elbette ikincisidir.