Orucun tutulmaması ve bozulması
Ramazana ulaşan ve orucu tutmamak için yeterli/meşrû sebebi bulunmayan müslümanın oruç tutması farz, tutmaması ise haramdır. Mazeretsiz oruç tutmayan kimse önemli bir günah işlemiş, İslâm'ın...
Ramazana ulaşan ve orucu tutmamak için yeterli/meşrû sebebi bulunmayan müslümanın oruç tutması farz, tutmaması ise haramdır. Mazeretsiz oruç tutmayan kimse önemli bir günah işlemiş, İslâm'ın beş şartından biri olan oruç ibâdetini terk etmiş olmaktadır; bunun ahirette cezâsının bulunduğunda şüphe yoktur.
Niyet edip de bozmuş veya mazeretsiz olarak orucu tutmamış bulunan kimsenin dünyadaki borcu ve cezâsı, tutmadığı sayıda orucu kazâ etmek; yani Ramazan dışında, oruç tutmanın câiz olduğu günlerde tutmaktır.
Zamanında oruca niyet edip başladıktan sonra mazeretsiz olarak orucunu bozan kimsenin de hem ahirette cezâsı, hem de dünyada borcu ve belki de ahiret cezâsını ortadan kaldıracak telâfi imkânı vardır. Bu borcun ne olduğu hususu bozma şekline bağlıdır:
Normal şekilde cinsel ilişki yaparak oruç bozan kimseye keffâret gerektiği konusunda görüş birliği vardır. Gıda veya ilâç olacak bir şeyi yemek ve içmek sûretiyle orucunu bozan kimseye ise keffâretin gerekli olup olmadığı tartışmalıdır.
Hz. Peygamber'e (s.a.v.) birisi gelip şöyle dedi:
- Mahvoldum, ey Allah'ın elçisi!
- Seni mahveden şey nedir, ne oldu?
- Ramazanın gündüzünde eşimle cinsel ilişkide bulundum.
- Bir köle azat edebilir misin?
- Hayır.
- Kesintisiz olarak iki ay oruç tutabilir misin?
- Hayır.
- Altmış fakiri doyurabilir misin?
- Hayır.