Ramazan ve Kur’ân

Kur'ân-ı Kerim'in Ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde indirildiğini biliyoruz. Bu mübarek kitabın tamamı bir günde gelmediğine, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) peygamberlik hayatı boyunca yaklaşık yirmi iç senede...

Kur'ân-ı Kerim'in Ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde indirildiğini biliyoruz. Bu mübarek kitabın tamamı bir günde gelmediğine, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) peygamberlik hayatı boyunca yaklaşık yirmi iç senede tamamlandığına göre, Kadir Gecesi'nde gelmesini “gelmeye, vahyedilmeye başlaması" şeklinde anlamamız gerekecektir.

Allah Teâlâ Kur'ân'ın gelmeye başladığı geceyi “mübarek bir gece" olarak nitelemektedir. Mübarek, “kutlu, bereketli, insana maddî ve manevî imkânlar bahşeden, fırsatlar sunan" demektir. Kur'ân'ın böyle bir gecede inmeye başlaması hem o gecenin ve onu ihtivâ eden Ramazan ayının hem de Kur'ân'ın önem ve değerini açıkça ortaya koymaktadır. Değerli ödüller önemli günlerde verilir; Kur'ân Allah'ın, kullarına en büyük lûtfu, eşsiz nimetidir ve bu ödül Rahmet Peygamberi aracılığı ile ümmetine Ramazan ayında verilmiştir.
Kur'ân'ın Ramazan ayında gelmiş olması ve her Ramazan gecesi Cebrail'in Hz. Peygamber'e (s.a.v.) gelerek Kur'ân'ı müzakere etmeleri, karşılıklı birbirlerine okumaları güzel bir geleneğin de kaynağı olmuştur; bu geleneğe “mukâbele" denilmektedir. Şimdilerde uygulaması azalan bu gelenek yerleşim bölgesinin büyük câmîlerinde icrâ edilirdi. Daha çok sabah ve ikindi namazından önce ve sonra belli sayıda hafız, en kuvvetli bir hafız başkanın yönetiminde halkalanır, sırayla belli miktarda ezbere Kur'ân okurlar, cemâat de ya Kur'ân'a bakarak veya bakmadan bu okumayı takip eder, dinlerdi. Hali vakti müsait olan bazı aileler de evlerinde mukâbele okuturlar, konu komşu toplanarak bunu dinlerdi.

Yavuz Sultan Selim zamanında hilâfetle beraber mukaddes emanetler de Osmanlı'ya intikâl edince içlerinde Yavuz'un da bulunduğu kırk kadar hafız, Hırka-i Saâdet Dairesi'nde Kur'ân hatmine başlamışlar ve bu hatim -ki bu da bir nevi mukâbeledir- devletin hayatı boyunca devam etmiştir.

Oruç aynı zamanda bir irâde terbiyesi, Kur'ân da ilâhî emrin alındığı yer, bulunduğu kaynaktır; emri alıp güçlü bir irâde ile uygulamanın ödülü ise iki cihanda saâdettir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmansız akıl uygarlığı 01 Eylül 2024 | 275 Okunma Batı’da yaşayan Müslüman 25 Ağustos 2024 | 443 Okunma Sosyal medya aynasından 18 Ağustos 2024 | 127 Okunma Güç dengesi şart 11 Ağustos 2024 | 117 Okunma Bu acılı günde 04 Ağustos 2024 | 233 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar