Torpil/aracılık imtihanı
Siyasetçi-bürokrat-yüksek düzey yöneticiler-bunların yakınları ve hatırlı kişiler ile halk arasındaki ilişkinin şahısların menfaatine göre değil de milletin ve devletin menfaatine uygun olarak oluşup...
Siyasetçi-bürokrat-yüksek düzey yöneticiler-bunların yakınları ve hatırlı kişiler ile halk arasındaki ilişkinin şahısların menfaatine göre değil de milletin ve devletin menfaatine uygun olarak oluşup işlemesi elzemdir. Aracılık yapılacaksa bu temel kurala göre yapılmalıdır!
Böyle mi oluyor?
Sorunun cevabına, “dünya hayatına ait işlerde torpil manasını ve hükmünü ihtiva eden bir âyet” meali ile başlayalım:
“Kim güzel bir şefaatte bulunursa ondan kendisi için bir nasip olur; kim de kötü bir işe aracılık ederse onun da buna denk bir payı olur. Allah her şeyi koruyup hakkını vermektedir” (Nisâ:4/85).
Bu âyeti, Kur’ân Yolu isimli tefsirimizde şöyle açıklamışız:
“Türkçe’de şefaat daha ziyade âhiretteki aracılık ve özellikle de Hz. Peygamber’in (s.a.), hem bütün insanlara (hesaba çekilmenin, yargılanmanın bir an önce başlaması, bekleme sıkıntısının son bulması için) hem de ümmetinin günahkârlarına (günahlarının bağışlanması için) Allah nezdinde yapacağı aracılık mânâsında kullanılır.