Ah Selo vah Selo... Sen yok musun sen!..

Keyifler yerinde, tüm senaryolar gerçek oluyor iktidar olmanın dayanılmaz hafifliğiiçinde, işler tıkır tıkır yürüyordu... Ah Selo ah! Sen yok musun Selo, inan ki yatacak yerin yok. İşleri...

Keyifler yerinde, tüm senaryolar gerçek oluyor iktidar olmanın dayanılmaz hafifliğiiçinde, işler tıkır tıkır yürüyordu... 
Ah Selo ah
Sen yok musun Selo, inan ki yatacak yerin yok. 
İşleri karıştırdın... 
Sen bunları yaptın ama ben yine bir yolunu buldum, tek başına iktidar olmamanın acısını hükümet ortaklığına yanaşmayıp bozdum... 
Durmak yok yola devam
Yola devam etmek için 1 Kasım seçildi... 
Arada 29 Ekim var nasıl olsa, tatil uzatılır, kumsala gidenler pazar günü dönüp oy vermez... 
150 bin kişi vermese bile benim kâr haneme yazılır... 
Olur mu acaba? 
Selo, sen yaptın bunları, hepsi senin yüzünden. 
Geceleri gözüme uyku girmiyor, hesap kitap yapıyorum ama bir türlü tutturamıyorum. 
Tek başıma iktidar olur muyum olmaz mıyım? 20 milletvekili kazanmak için yola çıktım bu arada bir 20 milletvekili daha kaybedebilir miyim? 
Sağıma dönüyorum olmuyor, soluma dönüyorum yine olmuyor... 
Dile kolay 13 yıl
2002’de yüzde 35’le tek başıma iktidar olmuştum. Deniz Bey kardeşim sağ olsun. Bir o bir de ben, Meclis’e girmiş, DSP, ANAP, DYP, RP ve MHP’yi siyasetin çöplüğüne atmıştık. 
2007 ve 2011... 
Bize dokunan yanıyor, görenler kıskançlıktan çatlıyordu. 
Eh bu arada Ergenekon, Balyoz, derken... Fethullahçı kardeşlerimizle yağmurun altında birlikte yürürken... 
Haykırıyorduk: 
“Anca beraber kanca beraber! Yaşasın Fethullahçı kardeşlik!”

***

Şu dönek enteller, danteller yok mu bizim yanımızdaydı. Askeri vesayeti kaldırıp demokrasi getireceğimiz masalına kanmış, 12 Eylül 2010 halkoylamasında sadece yetmez ama evet, demeyip “sapına kadar evet” diye bangır bangır bağırıp dağları taşları inletmişlerdi. 
Çözüm süreci, demokrasi, özgürlük mavrası... 
Nasıl almıştık generalleri birer birer içeriye! 
Seslerini bile çıkaramadılar... 
Gazetecileri, bilim insanlarını... 
Önümüze kim çıkarsa! 
Bakın şimdi geldiğimiz duruma! 
Alt tarafı dershane
Biraz ondan biraz şundan, ne istedilerse verdik doyuramadık... 
İftira attılar: 
Kepçeyle götürürken, bize yemek kaşığı bile değil, çay kaşığıyla veriyorsunuz!” 
Doymak bilmiyordunuz yahu! 
Biraz da vatan-millet için, gözünüzü Allah doyursun... 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.502 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 553 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.356 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.437 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 115 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar