Arkadaşından gelen telefon kurtardı
Umutları vardı onların, düşleri... Sevdaları vardı onların, eşleri, çocukları, kardeşleri...Yaşları 18, 19, 25, 27, 29, 40... Çoğunluğu üniversite mezunu polisler...
Umutları vardı onların, düşleri...
Sevdaları vardı onların, eşleri, çocukları, kardeşleri...
Yaşları 18, 19, 25, 27, 29, 40... Çoğunluğu üniversite mezunu polisler, emekçiler, öğrencilerdi.
Hayata tutunmak için yola çıkmıştı hepsi.
Çoğunluğu polis, emekçi, genç, yolu Beşiktaş maçına düşen insanlarımızdı.
44 kişi, o hain, alçak saldırıda hayatlarını kaybetti.
Ay-yıldızlı bayrağımıza sarılı tabutlar, yurdun dört bir yanında on binlerin katıldığı törenlerle kara toprağa verildi.
Şehitlerimizdi bizim onlar, çocuklarımız.
Bu şiddet ikliminde yitirdik onları biz. Acımız büyük.
Bir haftadır düşlerimiz, duygularımız, yüreklerimiz paramparça.
Acımız çok büyük!
Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini çalıyorlar, onları katlediyorlar.
Dünya Hakları Günü’nde bombalar patlıyor...
Nerede hayat hakkı, nerede insanca yaşamak?
Toplumsal barışı yok etmek için yapıyorlar bu ölümcül eylemleri.
Toplumsal barış için herkes ayağa kalkmalı, demokrasimizi ve özgürlüklerimizi genişleterek terör belasından kurtulmalıyız.
Beşiktaş’ta şehit düşenler arasında bir Kürt yurttaşımız da var. Kırmızı ışıkta bekleyen minibüs şoförü Velat Demiroğlu, bombalı araç patlayınca canından oluyor.
Diyarbakır’dan İstanbul’a göç eden bir ailenin çocuğu Velat.
Memleketinde Kürtçe ağıtlar yakılarak toprağa veriliyor...
Polis memuru Adem Serin 24 yaşında, Metin Düzgün 27, Durmuş Öcal 21...
Üniversite öğrencileri var ölenlerin içinde...
Kimi Sinop, kimi Kayseri, Konya ve öteki kentlerde toprağa veriliyor.
Sesimiz, soluğumuz çıkmıyor bir haftadır...
Yüreğimiz yangın yeri.
Bizi korku tüneline sokmak istiyorlar, sindirmek istiyorlar...
Barış isteyelim biz, kardeşlik, sağduyu...
Yeter artık bitsin bu acı!