Aşkın gözü kördür...
1941 savaş yılları artık geride kaldı... Balkona açılan kapının önündeyim... Gözlerim seni arıyor ama yoksun!.. O anda bir sesle kendime geliyorum: “Gizemli ülkeler bilirim ben, sevinçli masallar ama sen...
1941 savaş yılları artık geride kaldı...
Balkona açılan kapının önündeyim...
Gözlerim seni arıyor ama yoksun!..
O anda bir sesle kendime geliyorum: “Gizemli ülkeler bilirim ben, sevinçli masallar ama sen bilmezsin...”
Ansızın Nikolay Gumilyov görülüyor ve sonra da kayboluyor...
İçimde bestelenmemiş şarkılar vardır o saatlerde; içimde resimlerden derlediğim çocuklar...
Gelincikler arasında yürürüm kimse görmez.
Aldatılmış ve o geçmek bilmeyen zamanın içinde dolaşırım...
Ne tövbekâr olmak isterim ne de küllerle örtmek başımı...
Olduğum gibi kalmak yakışır bana...
Ama sen hiç öyle değilsin!..
Renkli bir gemi yelkenine benziyorsun uzaktan.
Akan bir su gibisin ya da bir kuşun sevinçle uçuşunu anımsatıyorsun.
Sen Samuil Marşak’ın dizelerinde, yağmurdan sırılsıklam olmuş bana gülümsüyorsun.
Bilir misin suçlanmaz hiç kimse, eşittir tüm insanlar...
Pembeleşen bir enginlikte uyandığında günbatımı senin gözlerindir...
Bak şu sözü hiç unutma:
“Çocuklar yaşamaz, yaşamaya hazırlanır...”
Ben sana hiç anlatamadım bunları. Hiç uyandıramadım seni düş kurmaktan.
Unutma her şey ölümdür karada ve denizde; fakat daha acımasızdır insanın yazgısı...
Bunların hiçbiri düş değil, g...