Bir çığlıksın sen...

Razaman ve Fatma Şahin Mardin Dargeçit’e bağlı Kılavuz köyünde yaşıyordu 5’i kız 16 çocuğuyla birlikte... Karı-koca köylerinde bir ev yaptırmışlar, 100...

Razaman ve Fatma Şahin Mardin Dargeçit’e bağlı Kılavuz köyünde yaşıyordu 5’i kız 16 çocuğuyla birlikte... 
Karı-koca köylerinde bir ev yaptırmışlar, 100 bin liralık borca girmişlerdi. Köyde çalışarak bu borcu ödemeleri oldukça zordu. 
Baba Ramazan Şahin iki yıl önce 13 çocuğunu yanına alıp İstanbul’a göç etti. Karısı Fatma köyde kaldı okula giden 3 çocuğuyla birlikte. Ramazan’ın babası hastaydı ve ona bakıyordu Fatma. 
Ramazan inşaatlarda çalışıyordu, iki büyük kızı ise tekstil atölyelerinde. 
Hayatları bir gün altüst oldu. Tarlabaşı’nda yaşadıkları binanın çatı katı yandı. 16 kardeşin en küçükleri 2 yaşındaki Vedat, 3 yaşındaki Abdurrahman ve 5 yaşındaki İsa kapısı kilitli olan dairede yanarak can verdi... 
Bir acıydı bu... 
Bu olayı belki hiç duymadınız ya da duydunuz. 
Bir süre sonra unuttunuz. 
Bir hafta önce İstanbul’da yaşandı... 
Tarlabaşı’nda. 
Baba Ramazan, her sabah işe giderken çocuklarını evde büyük kızına emanet ediyordu. 
O gün de öyle yapmıştı... 
Acı haber çabuk duyuldu, televizyonlar canlı yayın yaptı. 
Bu bir alın yazısı mıydı?

***

Bir cumartesi sabahı acılı babanın çığlığını duyar gibi oluyorum. 
De Andrade’nin “dünyayı taşıyor omuzların” dizelerini mırıldanıyorum: 
“Kadınlar boşuna çalarlar kapını, açmazsın. 
Tek başınasındır, ışıklar söndürülmüş 
ve karanlıkta parlar kocaman gözlerin. 
Belli ki acı çekmeyi bilmiyorsundur artık. 
Ve hiçbir şey istemiyorsundur dostlarından.” 
Savaşlar, kıtlıklar, evlerde aile kavgaları... Hayatın sürüp gittiğini kanıtlıyor... O babanın çığlığı, öfkesi... 16 çocuk... İşte bu Türkiye fotoğrafı... 
Baba Ramazan anlatıyor: 
“Ben, eşim, yatalak olan hasta babam ve çocuklarımla birlikte 19 kişiyiz. Tarlamız yok ki ekip biçelim. Bir ev yaptırdık ve 100 bin lira borca girdim. İki yıl önce 13 çocuğumla birlikte İstanbul’a çalışmak için geldim. Para biriktirip köyümüze dönecektim. Ama bu faciayla karşılaştım. Yeni hayaller kuruyordum. Üç yavrum yanarak can verdi, hayatını kaybetti. Çalışmakzorundayım. Çalışacağız öteki çocuklarımla birlikte ve köyümüze döneceğiz.” 
Redingotlu ölüleri anlatıyor bu acıklı öykü insana. 
Yüreğim kavruldu... 
Başım döndü. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.502 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 553 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.358 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.437 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 115 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar