Bu sessizlik utanç olmalı...

Doğrucu Davut olma, durmadan yalan söyle... Sokaklara çıkma, alanları doldurma, sakın ola ki eyleme kalkışma... Düş kurma, âşık olma. Laik, çağdaş eğitimi savunma... Kafana...

Doğrucu Davut olma, durmadan yalan söyle... Sokaklara çıkma, alanları doldurma, sakın ola ki eyleme kalkışma... 
Düş kurma, âşık olma. 
Laik, çağdaş eğitimi savunma... 
Kafana bilimi takma, kafa yorma... 
Birey olma, hak, hukuk deme...
Düşünme, eleştirme... 
Ağzına kilit vur... 
Uslu çocuk ol, yerinde dur, kıpırdama... 
Bol bol yalan söyle, doğrudan yana tavır koyma...
İki de bir temel hak ve özgürlükler diye geveleyip durma...
Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etme. 
Çocuk gelinleri savun, kadına şiddet kullan... 
Vur, kır, gerekirse öldür... 
Kadına şiddet helaldir. 
Kadın evde oturur, gıkı çıkmaz, çarşıya pazara gitmez. 
Çamaşır, bulaşık yıkar, yemek yapar.
Çocuk doğurur. 
Bir çocuk değil... 
En az üç, dört, beş, altı... 
Evinin kadınıdır o...
Heykelleri kır, sanatın içine tükür... 
Aydınları hedef göster, gerekirse öldür... 
Korku sal. 
Susma, sustukça sıra sana gelecek, diyenlere inanma. 
Doğru yolda yürüme, çal çırp, keyfine bak. 
Evrensel hukuk, adalet, sermaye emek çelişkisi, diyenlere inanma...

                                                            ***

Kara toprak ölüleri birer birer buluşturuyor, ölenler geri gelmiyor, inanma bunlara... 
Gününü gün et, kır şişeyi, dön köşeyi sen de... 
Bu canlı dünya gelip geçici işte. 
Çokuluslu altın avcılarına sahip çık, onları koruyup kolla. 
Kaçkarlar elden gidiyormuş boş ver hiç umursama... 
Çevre eylemi yapan, ağaçlara, akarsulara sahip çıkan köylüleri “hain” diyerek yaftala.
Turgutlu Çal Dağı’nda 50 bin ağaç kesenleri koru kolla... 
Koyları, bükleri işgal edenleri koru...
İnsanları ayrıştır, ötekileştir.
Ayrımcılık yap.
Gözünü kapa ve hiç açma. 
O sana gösterecektir ne zaman açacağını. Birey olma kul ol...
Ölüleri, ölü çocukları unut gitsin. 
Barış dilini ne yapacaksın savaş dili varken... 
Savaştan yana ol, barıştan değil... 
Bir memleket inat ve ısrarla aynı kâbusu yaşamaya devam etsin sana ne! 
Kendi topraklarından kazınan insanlar ve kazındıkları topraklardan göçmüş olanların tüm acılarını yüklensin toprak boş 

                                                                 ***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.502 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 553 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.356 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.437 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 115 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar