Canım acıyor canım...
Türk Silahlı Kuvvetleri, YPG’nin iki gün önce Rusya, ABD ve Suriye’nin desteğiyle ele geçirdiği Miniğ Hava Üssü’yle Maranas köyünü Kilis’te...
Türk Silahlı Kuvvetleri, YPG’nin iki gün önce Rusya, ABD ve Suriye’nin desteğiyle ele geçirdiği Miniğ Hava Üssü’yle Maranas köyünü Kilis’te konuşlanan “obüslerle” vurduğu saatlerde, kafamdaki sorulara yanıt arıyordum...
Acaba bir savaş çıkar mı?
Kafamdaki sorular elbet “savaş çıkar mı”yla sınırlı değildi.
Türkiye niçin bir barış ülkesi olamıyor, komşularıyla ilişkilerini giderek çıkmaza sokuyor, bir dönem “kardeşim Esad” derken, neler değişiyor da “düşmanım Esad”oluveriyor?
Suriye’deki “despot rejimden” ve “iç savaş”tan kaçan neredeyse 3 milyon mülteciyekucak açan bir ülke olarak aklı, vicdanı kendi elleriyle boğuyor benim ülkem?
Dışarıya karşı insanlık, içeride düşmanlık!
Bu da yetmiyor...
Kin, nefret, intikam duyguları, ötekileştirme...
TIR’lar, tırlamalar, paralel maralel yapı...
Yahu arkadaş sen dün ne yazıp ne söylüyordun, bugün tam tersini sunuyorsun yemek servisi yapar gibi önümüze.
Bir tarafımızda Rus ruleti, öbür tarafımızda ABD...
Katarlı, Suudili dostlar, İncirlik Hava Üssü’nden kalkan uçaklar...
Söyler misiniz neyi, nereye koyacağız?
Ülkemin bir bölgesi yangın yeri...
Silahsız sivil Kürtlerin ayakta kalma mücadelesine, acısına, yaralarının sarılmasına, kederine ortak olmak gerekmez mi?
Keskin nişancılar, PKK terörü, kazılan hendekler, barikatlar, yoksul insanlar, bölgede başlayan yoğun göç şu soruyu da aklıma getiriyor:
“90’lı yıllara geri mi dönüyoruz?”
***