Cellatlar ülkesinde ölen çocuklar!...
Başkaldıranın “kafasını ezen” bir düşüncenin ne olup olmadığını mı anlatayım yoksa bir demokratik hukuk devletinin “olmazsa olmaz” koşulundan mı bahsedeyim?Kafamda bir dizi...
Başkaldıranın “kafasını ezen” bir düşüncenin ne olup olmadığını mı anlatayım yoksa bir demokratik hukuk devletinin “olmazsa olmaz” koşulundan mı bahsedeyim?
Kafamda bir dizi soru...
Eylülün ilk günleri ama İstanbul’da sanki bir çöl sıcağı...
Çatışma haberleri, PKK terör örgütünün acımasızlığı, Irak’ta 18 Türk işçisinin kaçırılması...
Gazetelerdeki haberler insanı bunaltırken içini de acıtıyor.
Yüreklerde küllenen ateşi bilebilmek, kör teröre teslim olmak, Türk-Kürt düşmanlığını körüklemek bu topluma bugüne dek hep acı getirdi.
Bağnazlık ve şovenizm!
Kana kan intikam!
Herkesin benliğinin bir köşesinde közlenir, sonra bir gün eşelenince ortaya çıkar. İnsan bunun çıktığının ayrımına çoğu kez varamaz.
Eğitimin mantığında kimi zaman geniş ufuklu insanlık gerçeğini bilerek ya da bilmeyerek atlarız ya da görmezden geliriz...
Türkiye bugün böyle bir süreçten geçiyor; örneğin bakanlık koltuğunda oturan eğitimli biri, “kafa ezme” yöntemini başkaldıranlar için kullanıyor.
Kurulu düzene, sömürüye, emperyalizme, küresel güçlere başkaldıranlar;sermaye- emek çelişkisini görenler, “ne ezen ne ezilen” diyenler, şehitlerimizin ardından “bitsin bu kirli savaş” diyerek ağıt yakanlar başı ezilecekler arasında mı?
Onların anaları, babaları, kardeşleri, ağabeyleri, eşleri!
***
Türklerin ve Kürtlerin yüreği yaralı bugün...
İnsancıl olmak, sevgiyi çoğaltmak, yaşamın derin sularına dalmak, kardeşliği sarıp sarmalamak, âşık olmak, doğayla tümleşmek siyasetin içinde yoktur...
Çünkü siyasette duyguya yer olmadığı söylenir...
Peki duygusuz bir siyasetçi ne yapar?
Önce düşünmekten yoksundur...
Hayatı duygu harmanından geçmediği için insancıllığa inanmaz. Eğer bakanlık koltuğu falan kapmışsa, kafası bağnazlığa tutsaksa şovenizmin bataklığına düşer.
Bu salt Türkiye’ye özgü falan değildir...
Fransa, İtalya, Almanya gibi ülkelerde de görülür...