Çiçekler de gülümser...
Kimi zaman güneş ışınlarıyla yağmur damlaları, birlikte toprağa inerlerken gökkuşağı oluşur. Bu öyle bir andır ki güzelliğini insan kardeşlerimizle paylaşmak için...
Kimi zaman güneş ışınlarıyla yağmur damlaları, birlikte toprağa inerlerken gökkuşağı oluşur.
Bu öyle bir andır ki güzelliğini insan kardeşlerimizle paylaşmak için gökkuşağının ya resmini yapmak, ya fotoğrafını çekmek ya da yazısını yazmak gerekir.
Sanat bu yolda oluşur, paylaşım güdüsünden güç alır.
Sabahın ilk ışıkları odanın penceresinden süzülürken, bahçedeki çiçeklerin yüzünün güldüğüne tanık oluyorum.
Bir sanatçı salt kendisi için mi üretir, yoksa toplum için mi?
Bu soruyu sık sık soruyorum kendi kendime...
Sanatçı yarattığı yapıtı salt kendisi için üretmez, onu insanlarla paylaşmak ister. Bu istek, bilincinin derinliğinde yatar.
Onun için mutluluğun temelini paylaşım kavramı oluşturur...
Bu paylaşım yalnız güzellikleri paylaşma boyutuna indirgenemez.
Yaşanan anın bir yazıyla somutlaştırılması gerçeği de bu kapsamda düşünülmelidir. Eşzamanlı anlardır bunlar.
Acı...
Hüzün...
Umut...
Sevinç...
Tüm dünyada bu anlar yaşanır.
Evde, işyerinde, hastanede, mapushanede, alacakaranlıkta, dört duvar arasında. Sen onun acısını ve kaygısını paylaşmasını bilirsen, o da seni duyar.
***
Demokrasilerin olmazsa olmaz koşullarından birisi temel hak ve özgürlüklerdir. İnsanlar eylem yapmalıdır, düşüncelerini özgürce ifade etmelidir.
Korku imparatorluğu yaratılarak insanları cezalandırmak, eylem yapmalarını engellemek ortaçağa özgüdür.
Baskıcı rejimlerde bunu görebiliriz...