Fethullah Hoca öyküsü (1)...
Tarihe not düşmek için - 6 Kimi sanatçılara, yazarlara, bilim adamlarına “hoşgörü ödülü” dağıtılıp, “el ele, gönül gönüle” anı fotoğrafları...
Tarihe not düşmek için - 6
Kimi sanatçılara, yazarlara, bilim adamlarına “hoşgörü ödülü” dağıtılıp, “el ele, gönül gönüle” anı fotoğrafları çekildiği günümüzde, sizlere mahkeme tutanakları elimizde olan bir belgeden söz edeceğim.
Belgeleri, Yayın Kurulu Başkanımız İlhan Selçuk’a, Manisa Barosu avukatlarından Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Ceylan göndermişti, gelin birlikte okuyalım:
7 Ekim 1995 tarihli Cumhuriyet gazetesinden öğrendiğimize göre “Pencere”nize konuk olan iki sayın meslektaşımız, avukat Orhan Erdemli ve avukat Hasan Günaydın beyler, müvekkilleri olan Fethullah Hoca’nın erdemlerinden bahsetmişler. Yine bu sayın avukat meslektaşlarımıza göre Fethullah Gülen Efendi, İslamın sevgi, kardeşlik ve birlik mesajını ayrım yapmaksızın her kesime iletmek gibi samimi ve ulvi bir gayret içindeymiş.
Gerçekten öyle mi?
Bu sorunun yanıtını bulabilmek için Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Esas: 1986/514, Karar 1989/57 sayılı dosyasını incelemek gerekmektedir.
Davacı Lâtife Uygur vekili olarak benim elimden gelip geçen bu dava dosyası, Fethullah Hoca ve yandaşlarının içyüzünü ortaya koyma bakımından önemli bir belgeyi oluşturmaktadır. “Hocaefendi”nin elini eteğini öpmek için kuyruğa giren devlet ve siyaset adamlarımıza, bu dava dosyasını okumalarını öneririm.
Ancak gelişmeleri iyi kavrayabilmek için bu dosyanın davacı asili olan müvekkilem merhume Lâtife Uygur