Hem viskici hem şerefsizmiş!..
Bu kan, gözyaşı... Bu acı, hüzün yumağı... Söyler misiniz hayatın neresinde durduk? Yüreğimiz kaskatı! Bombalar, mermiler! Şehit askerlerimiz... 2 ton patlayıcı yüklü bir...
Bu kan, gözyaşı... Bu acı, hüzün yumağı...
Söyler misiniz hayatın neresinde durduk?
Yüreğimiz kaskatı!
Bombalar, mermiler!
Şehit askerlerimiz...
2 ton patlayıcı yüklü bir traktör... Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine 15 kilometre uzaklıkta bulunan Karabulak Jandarma Karakolu’na geliyor gece yarısı.
2 Mehmetimiz şehit düşüyor saldırı sonucu. 30 Mehmetimiz ise yaralı. Dile kolay 2 ton patlayıcı var traktörün kasasında.
Bu bir intihar saldırısı...
Şehit düşen iki askerimiz Kürt genci...
Vicdanının sesini dinleyen herkesin; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Süryani, Arap hiç fark etmez...
Düşleri, umutları paramparça.
Bu acının anlatılması, yazılması çok güç...
Bu çocuklarımıza, sevgi, barış, kardeşlik, umut, sevinç, gelecek sözü vereceğimiz yerde niye, kefen giymelerini istiyoruz!
Peki, devletin istihbarat birimleri nerede, ne iş yaparlar?
Koskoca devlet uyuyor açıkcası...
Yurduna oğullarını feda eden, yoksul evlerde yaşayan analar, babalar...
Evet onlar!
Karabulak Karakolu’nun saldırıdan sonra nasıl harabeye dönüştüğünü gördünüz sanırım...
Mehmetler nasıl canlı çıktı oradan?
Evladını vatana feda eden babalar, analar fotoğrafa bakınca neler düşündü!
Her gün şehit cenazeleri, ölümlerin ardından kimi yerde Türkçe, kimi yerde Kürtçeyakılan ağıtlar...
Barış, kardeşlik oğulları feda etmekle gelmiyor işte, gelmiyor.
***
Akan kan üzerinden siyasal rant sağlamak, kendisi gibi düşünmeyen herkesi en ağır dille eleştirip “viski içen şerefsizler” diyerek tetikçilik yapmak...
Tüm bunlar, bu tür yaklaşımlar, kanlı terör eylemlerini daha da azdırıyor, Türkiye her gün şehit haberleriyle bir kez daha derinden sarsılıyor.
Ortak akıl yitip gitmiş, hayatın tan yerine benzeyen aydınlığı, sevginin oya gibi işlenmesi, bombardıman haberleri, Tunceli’ye giden yolların kapanması...
Hepsi ama hepsi bir anda oldu!