Hırsızlar hayatımızı da çaldılar...
Alçaklık nereye kadardır; hayatın içinde ve kıvrımlarında? Ahlaksızlık, satılmışlık, düzenbazlık, yalancılık, doğruluk nerede başlar nerede sonlanır? Yaşam...
Alçaklık nereye kadardır; hayatın içinde ve kıvrımlarında?
Ahlaksızlık, satılmışlık, düzenbazlık, yalancılık, doğruluk nerede başlar nerede sonlanır?
Yaşam, bayağılaşmış bir ak ve kara arasında gidip gelmekse eğer, üçkâğıtçılık,ikiyüzlülük kirli düzenin vazgeçilmeziyse...
Renklerin birbirine geçtiği bir yelpazeye benzer hayat!
Sahtekârlığın tezgâhında böceğe dönüşen yaratık asla insan değildir.
Beyazla siyah arasında tükenmez bir alan, hayatın kendi döngüsü içinde soytarılar pazarına dönüştüğünde, nice düzenbazlar çıkar karşınıza...
O zaman namus tam burada biter, ahlaksızlık başlar...
Korkaklığın adresini arar birileri, faşizm boy vermeye, ötekileştirme, kin, nefret peş peşe sıralanmaya başlar...
Akla kara arasındaki evrensel yelpaze, sayısız insancıl geçişleri, duyarlılığı sağlar insana.
O zaman bir soru size:
“Mavi nerede biter beyaz nerede başlar?”
Siyahın bittiği yerde mavi bir aydınlık beyazı kucaklar...
Sanatsal yetkinliğin varsıllaşması, bilimsel keskinliğin bıçak ağzından da keskinleşmesi, hayatın gerçek varoluşudur...
Bu, bir resim, fotoğraf, yontu, şiir, öykü, roman, deneme, film, tiyatro, opera, bale, müzik olabilir...
İnsanlık 2015 yılında uygarlaşmayı unutmuş, vahşetin çarklarında dönmeyi yeğlemiş.
Baskı, şiddet, faşizan söylemler benim güzel ülkemin vazgeçilmezi olmuş.
***
İnsan yalnızlaşınca, ahlaksızlığın, vahşetin, hırsızlığın, yobazlığın toplumu nasıl kuşattığını daha iyi anlar ve kavrar...
Benim ülkemde salt cezaevlerinin taş duvarları yok... Ülkeyi yöneten ya da yönetmek isteyen taş yürekli siyasetçileri de var...