Hüzünlü göç...
DİKİLİ - İlkyaz, sevinci, yaşamın güzelliklerini getirir insan yüreğine... Hayatın o derin mavi sularında umudun doğayla bütünleşmesi...
DİKİLİ - İlkyaz, sevinci, yaşamın güzelliklerini getirir insan yüreğine...
Hayatın o derin mavi sularında umudun doğayla bütünleşmesi, acıların,hüzünlerin sonlandırılması bir beklentidir...
Sabah, güneş ışıkları Ege denizin’in üzerine vururken Midilli ve Sakız adalarından üç gemi Dikili açıklarında görüldü.
Günlerdir Dikili’de bir söylenti vardı...
“Suriyeli mülteciler için Dikili’de kamp kurulacak, biz bu kampa karşıyız, kimse huzurumuzu kaçırmasın...”
Kamp kurulacak kurulmayacak derken, giderek büyüyen tartışma ırkçılığa doğrukoşar adım yürüdü.
Ben dün sabah Dikili’de olup bitenleri izledim...
Midilli’den gelen iki gemide Pakistan, Afganistan ve Irak uyruklu mülteciler vardı. Sakız Adası’ndan gelen gemi açıkta bekliyordu. Belki o gemide Suriyeliler olabilirdi.
Çanakkale’den başlayıp Bodrum’a dek uzanan kıyı kasabalarından, köylerdenbinlerce insan, Midilli, Sakız, Sisam adalarına geçmişti, kaçak olarak...
Umuda yolculukta yüzlerce insan lastik botların, çürük teknelerin batmasıylahayatlarını kaybetmişti...
İç savaş, köktendinci terör, emperyalist güçlerin sahneye koydukları oyun, “Arap Baharı” yutturmacası...
Uluslararası insan kaçakçılığı bu süreç içinde ivme kazandı, özellikle Suriyeli sığınmacılar kişi başına üç-dört bin dolara Yunan adalarına, oradan Almanya’ya gidip yaşanır bir hayat için ölümü göze aldılar...