Muhalifsen düşmansın, devlet icabına bakar...
Şiddet sarmalı... Kana kan intikam duyguları... Muhalif ve gerçeklerin peşinden koşan gazetecileri hedef gösterme... Bir zaman tünelinden geçiyoruz toplum olarak. Güneydoğu’dan gelen şehit...
Şiddet sarmalı...
Kana kan intikam duyguları...
Muhalif ve gerçeklerin peşinden koşan gazetecileri hedef gösterme...
Bir zaman tünelinden geçiyoruz toplum olarak.
Güneydoğu’dan gelen şehit cenazeleri, PKK terörü, kimi ilçelerde sokağa çıkma yasağı, sivil halkın öldürülmesi bana 90’lı yılları anımsatıyor.
Gerçekleri yazmak, konuşmak giderek zorlaşıyor, gazeteciler hedef gösteriliyor...
Bildim bileli ülkemizde siyaset, kendi düşüncesini savunan herkesi düşman olarak gördü ve tehdit etti.
Farklı ideolojilerden olan gazeteciler, yazarlar, aydınlar, emekçiler faili meçhul cinayetlere kurban gitti.
Çünkü iktidarlar böyle istiyordu. Salt kendi ideolojilerini savunanlar ne yaparlarsa yapsın yargı önüne çıkarılmıyor ya da çıkarılıp serbest kalıyorlardı.
Ahmet Hakan’ın saldırıya uğraması ve konulan nokta...
Değişen bir şey yok!
İstanbul’un göbeğinde gazetecinin burnunu kıran, Güneydoğu’da çekim yapanhabercinin başına silah dayayan polis...
İki farklı yer iki gazeteci...
Siyasetçi gazeteciyi hedef gösterirse birileri “durumdan vazife çıkarıp” kent eşkıyalığına soyunur.
Yedi kişi gözaltına alınır, poliste sorgulanır...
Sonra ne olur?
Mahkemeye çıkarılır, içlerinden biri tutuklanır, altısı salıverilir tutuksuz yargılanmak için.