Özgürlük ruhumuzdadır...
Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, laiklik... Baskıcı rejimlerde bunların hiçbirisi yoktur. Kimileri, “hayır, var” dese bile sakın inanmayın. Kendi siyasal ve ekonomik çıkarlarının...
Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, laiklik...
Baskıcı rejimlerde bunların hiçbirisi yoktur. Kimileri, “hayır, var” dese bile sakın inanmayın.
Kendi siyasal ve ekonomik çıkarlarının sarmalında, her konuda bilmişlik taslayanların hiçbirisi basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda konuşmazlar.
Cumhuriyet, kurulduğu günden bugüne, yapılan baskılara boyun eğmedi, korkusuz yayıncılık ilkelerinden ödün vermedi, araştırmacı gazeteciliğe önem verdi.
Salt bununla kalmadı, ezenlerin değil ezilenlerin sesi oldu.
Koşulsuz, düşünceyi ifade özgürlüğünden yana oldu.
Orhan Erinç, Cumhuriyet’in en kıdemli emekçisi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı.
Erinç ve Aydın Engin’in Right Livelihood Vakfı’nın Cumhuriyet’e verdiği“Alternatif Nobel ödülü”ne ilişkin yazılarını okurken, insan haklarına, kadın haklarına, laikliğe, demokrasiye, özgürlüklere en fazla önem veren bir gazetenin niçin yoğun bir saldırı altında olduğunu düşündüm bir süre.
Cumhuriyet, bildim bileli, kimilerine göre darbeci, kimilerine göre komünist, kimilerine göre Kemalist, faşist, dinsiz, kimilerine göre dönek, eh bu arada da FETÖ’cü...
Bunları ciddiye falan almıyoruz artık...
Gülüp geçiyoruz Vakıf Yönetim Kurulu toplantılarında, yazıişlerinde.
Aldığımız bu önemli ödül hepimizi onurlandırdı...
Çünkü arkadaşımız Osman İkiz’in değindiği gibi “Alternatif Nobel”, tüm kıtalarda“doğru yaşamı savunan” Hayrettin Karaca, Birsel Lemke gibi şövalye ruhlu kahramanları, Cumhuriyet gibi gazeteleri ödüllendirerek, insanlığın tek kurtuluş yolu olan “dürüst hayat” için duyarlılık yaratmaya çalışıyor.
***
Cumhuriyet’e verilen bu ödül bize onur, gurur ve güç verdi...
Bu ödül, her yıl daha iyi bir dünya, daha güzel bir yaşam, çevre ve barış için çaba gösteren kişilere, kurumlara veriliyor.
Onun için mutluyuz, gururluyuz...
Kurucumuz birinci başyazarımız Yunus Nadi’nin ölümüyle ikinci başyazarımız Nadir Nadi Cumhuriyet’i kurumsallaştırmış, Berin Nadi’yle üçüncü başyazarımız İlhan Selçuk Cumhuriyet Vakfı’nı kurarak yaşamını güvence altına almışlardır.
Ben de Cumhuriyet Vakfı’nın kuruluşundan bugüne değin üyelerinden birisiyim.
Yunus Nadi’nin Cumhuriyet’te 7 Mayıs 1924’te ilk yazısında vurguladığı yayınilkeleri, bugün Cumhuriyet Vakfı’nın “başlangıç” bölümünde yer alıyor.
“Cumhuriyet bağımsız bir gazetedir...
Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet’in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur.
Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir...