Şeyhler ve çocuklar...
Serin bir sonbahar akşamı… Gümüşsuyu’ndan Dolmabahçe’ye iniyoruz. Gece saat 22.30. Trafik sıkışık. Bir çocuk bindiğimiz otomobile yaklaşıyor: “Abi para verir misin?” Vermiyoruz…...
Serin bir sonbahar akşamı…
Gümüşsuyu’ndan Dolmabahçe’ye iniyoruz. Gece saat 22.30. Trafik sıkışık.
Bir çocuk bindiğimiz otomobile yaklaşıyor:
“Abi para verir misin?”
Vermiyoruz…
Öfkeleniyor çocuk ve sunturlu bir küfür savuruyor.
Çocukların yaşları 13-14...
Az ötede tinerci çocuklar var…
Onlar da diğer araçların peşinde…
Bir İstanbul akşamında kentin göbeğinde yaşanıyor bunlar…
Yine gecenin bir saatinde belinde silahıyla televizyon ekranlarına düşen irikıyım bir maganda sağa sola posta koyuyor, görev başındaki gazetecilere saldırıyor.
Görüntüler ilginç.
Resmi ve sivil giysili polisler.
İrikıyım maganda üç kez polis aracından atlıyor kaçmak için, ama beceremiyor.
Polisler magandaya gayet kibar davranıyor:
“Beyefendi gösteriş yapmayın…”
Yıl 1999…
Bu görüntüleri o tarihte anlatmışım uzun uzun…
Bu kez Sirkeci’de pantolon giymiş bir genç kız, sarıklı, sakallı ve cüppeli üç kişinin kızgın bakışları eşliğinde trene biniyor. Üçü birden genç kıza sözlü tacizde buluyor:
“Cayır cayır yanacaksınız cehennemde, kazanın altına odunları ben koyacağım.”
Bir kadın...