Yüreğim yangın yeri...
Hayatın içinde sıradan sözcükler vardır... Sokakta, kahvede söylenen bu sözcüklerdir... Sıradan bir insanın sözleri, bir bakarsınız şiire dönüşür... Duygusallığın...
Hayatın içinde sıradan sözcükler vardır... Sokakta, kahvede söylenen bu sözcüklerdir...
Sıradan bir insanın sözleri, bir bakarsınız şiire dönüşür...
Duygusallığın kuyusu insanın sıcakta üşümesine benzer...
Bir Güneydoğu kenti düşünün, adı isterseniz Varto olsun.
Bembeyaz badanalı evler, dükkânlar, bir ana cadde, sokaklar...
Kör terör orada can alsın, kan aksın, bölgeden şehit cenazeleri gelsin.
Varto’da PKK’nin döşediği patlayıcılar, kazdığı hendekler, kurduğu mayınlıtuzaklar...
Gözlerinizi yumun, kireçle badanalanmış duvarlarda güneşin yansımasını aklınıza getiren bir an olsun.
Gözleriniz kamaşıyor ve acıyor değil mi?
Peki, ya yüreğiniz?
Varto’da yaşayan çocuklar, ölüler, kardeş kanından rant sağlamak isteyenler...
Terör ve umutsuzluk kuşatmış her yanımızı.
Benliğini saran bir rüzgâr, fırın ağzına dönmüş ilçeyi yanıp tutuşturuyor.
Bak o caddenin köşesindeki dükkânın kepenklerine. Delik deşik kepenkler, duvarlar.
Sanki savaş olmuş orada. Çaresiz gençler, insanlar...
Ne konuşuyorlar, saat kaç?
Sokağa çıkma yasağı bitmiş...
Halk evlerinden çıkamıyor korkudan!
Ortalık cehennem gibi...
Şehit aileler isyan etsin genç polislerin, askerlerin ardından, kimin umrunda!..
Ne diyor muhterem:
“Ne mutlu şehit ailesine!”