Zaman tüneli...
Donuk bir bakış, kimi zaman öfke yumağına dönüşüyor... Aşk üzerine şiirler yazılıyor dünyanın dört bir yanında. Bir kuş kanat çırpıyor tüm...
Donuk bir bakış, kimi zaman öfke yumağına dönüşüyor...
Aşk üzerine şiirler yazılıyor dünyanın dört bir yanında.
Bir kuş kanat çırpıyor tüm yalnızlar için. Bir çocuk umudu yakalamak istiyor zaman tünelinde.
Bir çocuk ağlıyor...
Bir kadın kâğıt mendil satıyor Şişli’de.
Yaşamı, umudu, güzellikleri bir araya toplamak o denli zor mu?
Bir bilinmeyene gitmek, mavi bir çiçeğin türküsünü söyleyerek. Sonra bir yerde aşkın adresini sormak.
Sen, terk edilmiş beyaz bir sevdanın resmini çiziyorsun hiç durmadan.
Ben ise gözlerimi yumuyorum denizin üzerinde soluk alıp verirken.
Hiçbirimiz bilmiyoruz karanlığın çıkışlarını...
Carlos de Andrade’nin o eski zaman hatırasında düşler kuruyoruz yarınlar için.
Tarihi günler yaşadığımız kesin de, bir ucunda pişkinlik- yüzsüzlük tarihi olduğunu Umur Talu’nun 12 Ağustos 2016’da yazdığı yazısında bir kez daha tanık olabiliyoruz.
Talu diyor ki:
“Bugün ‘FETÖÖÖ’ diye en çok bağıranların bir kısmı ‘Rabbim ve milletim bizi affetsin’ bile demeden, zerre utanmadan avaz avaz!