Doktor
Aydınlık ve Kurtuluş dergileriyle sosyalizmle tanıştı. Aydınlık’ın “Özel Gençlik Sayıları”nda yazıları çıktı. 15 Şubat 1925’de İstanbul Akaretler’de yapılan...
Aydınlık ve Kurtuluş dergileriyle sosyalizmle tanıştı. Aydınlık’ın “Özel Gençlik Sayıları”nda yazıları çıktı. 15 Şubat 1925’de İstanbul Akaretler’de yapılan Türkiye Komünist Partisi (TKP) kongresine “Aydınlık delegesi” olarak katıldı ve merkez komitesine seçildi. Komitedeki görevi “Türkiye Genç Komünistler Federasyonu Reisi”ydi.
Şubat 1925’te Şeyh Sait isyanı nedeniyle çıkarılan “Takrir-i Sükun Kanunu” gerekçe gösterilerek, çoğu kendisi gibi Tıbbiyeli olan TKP’li yoldaşlarıyla birlikte tutuklandığında henüz 23 yaşındaydı. “10 yıl kürek” cezası aldı. Doktor adayı genç Tıbbiyeli 1,5 yıl hapiste kaldıktan sonra tahliye oldu.
Genç doktor adayının, bundan 40 yıl önce 11 Ekim 1971 günü Belgrat’ta bir hastanede yaşamını yitirene kadar hayatının bir parçası olacak olan ve ömrünün toplam 22,5 yılını geçireceği hapishane yaşamı böyle başladı. 1927’de 3 ay, 1929’da 4,5 yıl 15 gün, 1938’de 15 yıla mahkûm olup 1950 yılında çıkacağı, 1957’de 2 yıla yakın yatacağı toplam 22,5 yıl!
Şevket Süreyya Aydemir “Suya Arayan Adam” kitabında, cezaevinde bir toplantı odasına dönüştürülen koğuşta “doktor namzedinin” şu sözlerine yer veriyor:
“Profesyonel revolusyener, kapitalizmin bir mahsulüdür. Yalnız bizim saflarımız arasında bulunur. Kendini kayıtsız şartsız inkılaba veren adam demektir... Onda gelip geçici dünya nimetlerine tam manasıyla göz yumarak, kendisini yalnızca dava için hayatını ortaya koyan böyle insanüstü bir mahlûkun günlük nimetler ve insanı o kadar aşağılaştıran bir takım menfaat bağlarıyla ne alakası kalır?” (Emin Karaca, İnadın ve Direncin adı: Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Destek Yayınevi, 2011.)
Bu “doktor namzedi” Türkiye Sosyalist hareketinin büyük önderlerinden Dr. Hikmet Kıvılcımlı’dır. 1971’de yaşama gözlerini kapadığında 69 yaşındaydı. 69 yıllık ömrünün kesintisiz 50 yılı sosyalizm ve devrim davasına adanmıştı.